Mukharbek Akov'un adını taşıyan Çerkes Drama Tiyatrosu, Rusya Federasyonu Kültür Bakanlığı tarafından yürütülen ve genç yönetmenlere destek verme amacı güden federal yarışmanın galibi oldu.

Said Barganciya

Bemurza Thaytsuhov'un romanından uyarlanan Çerkes Drama Tiyatrosu'nun "Bir Avuç Toprak" adlı performansı, Rusya Federasyonu Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen genç yönetmenlere destek verme amaçlı yarışmanın galipleri arasındaydı.

Oyunun bu başarısı hakkında Tiyatro Müdürü Dina Akova ile bir söyleşi yaptık.

Akova, bu yıl kısa bir ön gösterim düzenlediklerini, prömiyeri Rusya'da Tiyatro Yılı olarak ilan edilen önümüzdeki yılın ilk yarısında gerçekleştireceklerini söyledi. Ayrıca, grubun Karaçay Çerkes dışında da gösteriyi sergilemeyi planladıklarını sözlerine ekledi.

"Bir Avuç Toprak" adlı romanın ana konusu, Kafkas Savaşı zamanı ve XIX. yüzyılın ikinci yarısında Abazaların Osmanlı İmparatorluğu'na sürgününü anlatmakta. Yazar çalışmayı iki paralel hikaye - bir kızın zorlu kaderi ve tüm bir ulusun trajedisi ile anlatıyor.

Aynı isimli oyunun yönetmenliğini GITIS yönetmenlik bölümünden mezun olan Kabardey-Balkar ve Kuzey Osetya Cumhuriyetleri’nin Onur Sanatçısı Givi Valiev üstlendi.

Bemurza Thaytsuhov’un romanını, genç oyun yazarı ve edebi eleştirmen Zurab Bemurzov sahneye uyarladı. Bemurzov, DAK bilgilendirme platformuna yaptığı yorumda bunun çok zor bir çalışma olduğunu belirtti.

“Mukarbek Akov’un (Karaçay-Çerkes Sovyet oyuncusu) adını taşıyan Çerkes Tiyatrosu, romanı sahneye uyarlamam için bana teklif getirdiğinde, kabul ettim, ama kalemin ustalarının metinlerini çevirmenin ya da uyarlamanın çok önemli ve sorumluğu yüksek bir iş olduğu gerçeğinin de içimde çok iyi farkındaydım. Bu tür zor klasik romanların tiyatro diline çevrilmesi işini çok az kişi üstlenir. Çünkü bu çalışmalar yazara iki türlü sorumluluk yükler; kendi tarzınızı yansıtırken aynı zamanda roman yazarının imzasını da korumayı başarmalısınız”, diye vurguluyor.

Ancak Bemurzov, yazar Thaytsuhov’un otoritesinin ve çalışmanın öznesinin tüm şüpheleri aştığını da itiraf ediyor.

Bemurzov, “Ubuh milletinin binlerce yıl içinde kaybolan soylarından birine mensup birisi ve Abhaz-Adıge halkının herhangi bir temsilcisi olarak, tüm hayatım boyunca Kafkas Savaşı konusuna karşı bir çekim hissettim. Sanırım bu bir şekilde ulusumuza ödememiz gereken, her birimizin atalarımızın önünde hissettiği bir borç. Onlara borcumu yeteneğim ve hayatımla ödüyorum”, diye ekliyor.

Bemurzov, prodüksiyonda yer alan bütün ekibin çok zor bir iş yaptığını da özellikle belirterek, “modern ve teatral dilde geçmişi anlatmak zorundaydılar”, diye vurguluyor.