2019 yılında, tanınmış Abhaz devlet ve halk adamı Valerian Kobahia, yaşasa idi 90 yaşında olacaktı. Bu önemli tarihe ithafen DAK Bilgilendirme Portalı olarak bizde hakkında bir makale hazırladık. İyi okumalar diliyoruz.

Arifa Kapba

Valerian Kobahia 15 Mayıs 1929 yılında Lıhnı köyünde dünyaya geldi. Babası henüz o beş yaşındayken vefat ettiği için küçük Valerian babasını hiç hatırlamıyordu. Fakat Kobahia atalarının tarihini çok iyi biliyordu.

Vatana dönüş

XIX. yüzyılda kendi vatanlarından sürülen birçok Abhazın kaderi gibi, babasının kaderi de kolay değildi.

İşte Valerian Kobahia'nın oğlu Beslan Kobahia'nın aile tarihinden hatırladıkları: “Dedem Osman ve dört kardeşi Türkiye'ye sürülenler arasındaymış. İçlerinde vatanına geri dönüş yapabilen tek kişi büyükbabammış. Abhazya'ya geri dönmeyi tam üç kez denemiş, ancak [tekrar] Türkiye'ye dönmüş. İlkinde at sırtında dönmeye çalışmış, sonuncusundaysa beş arkadaşı ile gemiyle Odessa şehrine inmişler ve orada Abhazya'ya nasıl gidebileceklerini sormuşlar”.

Bu beş arkadaşa deniz yolunu tarif etmişlerdi. Yürüyerek ise buradan Abhazya’ya varmak yaklaşık altı ay sürüyordu. Yolda kimi hastalandı, kimi yorgunluktan bitap düştü, ama hiç kimseyi terk etmediler, kimseyi yarı yolda bırakmadılar ve böylece beşi de Abhazya'ya canlı olarak ulaşmayı başardılar.

Beslan Kobahia, “Bu seyahatin, eğer bunu seyahat olarak adlandırmak mümkünse, dedemde Ruslar hakkında şöyle bir izlenim bıraktığını biliyorum: “kötü bir kralları ama iyi insanları var”. Bunun sebebi çok açıktı: altı ay boyunca Abhazya’ya varmak için yollar dalardı, dil bilmeden iz bilmeden, yolda kendilerine karşılaştıkları yöre insanları yardım etmişti”, diye anlatıyor.

Osman Kobahia üç evlilik yapmıştı ve her evliliğinden çocukları vardı. Valerian’ın annesiyle yaptığı evliliğinde ilerleyen yaşına (63) rağmen genç eşi (17) Maka Hetsia’dan Valerian da dahil olmak üzere sekiz çocuğu vardı. Annesinin ailesi de Abhazya’dan Türkiye’ye sürülenler arasındaydı. Maka ailesini sürgüne götüren gemide doğmuş ve o an öksüz kalmıştı – annesi doğum esnasında vefat etmişti. Çok geçmeden babasını da kaybeden küçük kızı neredeyse ağabeyleri büyütmüşlerdi.

Osman Kobahia ve Maka Hetsia’nın bazı çocukları henüz bebekken vefat etmişlerdi. Valerian’ın iki öz kardeşi — Arutan ve Mhaz — İkinci Dünya Savaşında cepheye gitmiş ama geri dönememişlerdi.

Eğitim ve yükselen kariyer

1944'te Valerian Osman-ipa Kobahia, daha sonra Suhum Devlet Pedagoji Enstitüsüne dönüşecek Suhum Pedagoji Okuluna girer. Burada Rus Dili ve Edebiyatı Fakültesinden mezun olur. Enstitüden sonra, Kobahia yaklaşık iki yıl çalıştığı Lıhnı Lisesi'nde ders vermeye başlar ve daha sonra da Komsomol'da çalışmaya davet edilir. 1953 yılında Gudauta bölgesi Komsomol komitesinin önce ikinci ve daha sonra ilk sekreteri olur.

Valeryan Kobahia’nın parti kariyeri hızlı yükseliyordur. 1962'de Gudauta bölgesi parti komitesinin ilk sekreteri, 1965'te de Abhazya bölgesel parti komitesinin ilk sekreteri olmuştur.

Kobahia’nın parti lideri olarak faaliyetlerini iyi bilen, Siyaset Bilimci ve Felsefe Bilimleri Doktor Adayı Konstantin Dumaa, , “Bu görevi 10 yıl boyunca sürdürdü. Bir lider her şeyden önce, görevleriyle nasıl başa çıktığı, insanları nasıl birleştirdiği ile yargılanır. Valerian Osman-ipa tüm bunlarla mükemmel bir şekilde başa çıkıyordu”, diye anlatıyor.

Valerian Kobahia'nın bölgesel parti komitesine başkanlık ettiği ve aslında bölgenin en yetkili ilk ismi olduğu o yıllarda, ülke; ekonomi, eğitim ve kültür alanlarında önemli başarılar elde etmiştir. Konstantin Dumaa, Kobahia'yı “Abhazya gemisini doğru yöne yönlendiren bir kaptan” olarak adandırıyor ve Valerian Osman-ipa'nın çok katı bir lider olduğunu, çalışanlarından sıkı bir disiplin ve resmi görevlerinin kesin bir şekilde yerine getirilmesini talep ettiğini belirtiyor. Yöneticilerden şahsen üç ayda bir rapor isterdi. Talepleri yüksek seviyeydi. Yetersiz kalanları cezalandırır – hatta görevden bile alabilirdi.

Muhteşem bir mesleğin sahibi

Fakat her şey günlük güneşlik değildi. Kobahia'nın aktif devlet faaliyeti döneminde, özellikle 1972'den sonra, Eduard Şevardnadze'nin Gürcistan'da iktidara gelmesi üzerine, Valerian Osman-ipa’nın, Tiflis'e yaranmak için kendisini liderlikten uzaklaştırmaya istekli olan birçok muhalifi belirdi.

Konstantin Dumaa, “Gürcistan rejimi Abhazlar arasında milliyetçi arayışındaydılar. Herkesin Tiflis'e sadakatini ölçüyorlardı. Bu Şevardnadze döneminde daha da yoğunlaştı. Buraya Gürcistan'dan üst düzey pozisyonlara çok sayıda insan gönderildi: Polis şefi bir Gürcüydü, Valerian Osman-ipa yönetiminde ikinci sekreter ise Sakvarelidze adında birisiydi. Buraya gönderilen kadroların çoğu, “ispiyonculuk” ve “Abhaz kadrolarının takibi” ile uğraşıyorlardı”, diye anlatıyor.

İşte bu dönemde, Tiflis'e karşı “sadakatsiz” olan Valerian Kobahia'yı görevden alma girişimleri başladı. Bir gün Şevardnadze parti aktivistleri toplantısı için Suhum'a geldi. İki Abhazın bile Kobahia ismini lekelemeye çalışan konuşmalar yaptığı bir noktaya gelindi.

Dumaa, “Biri onu kolektif çiftliklere karşı olmakla suçladı, bir diğer “yoldaş” da Valerian Osman-ipa'nın İngur nehrinin üzerine “demir kapılar” kurdurduğunu, bununla Kobahia'nın Şevardnadze'ye nasıl bir milliyetçi olduğunu ve Gürcüleri buraya nasıl “sokmadığını” göstermeye çalıştığını söyledi. Bu ikisini dinledikten sonra Kobahia'nın kendisi konuştu, öyle ki herkes oturuşmuş, nefes almadan dinliyordu”, diyor.

Denetimler daha sık hale geldi, Valerian Kobahia hakkında birçok ihbar yapılıyor, birçok kişi altını “kazmaya” çalışıyordu, ancak bir kulp takmayı başaramadılar ve sonunda Şevardnadze, bakanlık koltuklarından birini teklif ederek onu Tiflis'te çekmeye karar verdi.

Beslan Kobahia, “Babam bu teklifi net bir dille reddetti. Şevardnadze’nin bunun üzerine kendisine peki ne yapmayı düşünüyorsun sorusuna ise, harika bir mesleği olduğunu, eğer gerekirse gidip Abhaz okullarından birinde öğretmenlik yapacağı cevabını verdi”, diye hatırlıyor.

Korkusuz ve herkes tarafından saygı duyulan

Konstantin Dumaa, Valerian Kobahia ve yerine atanan Boris Adleyba’nın halk tarafından saygı duyulan, her sınıftan insanın, hangi konuda olursa olsun kendilerine ulaşabildiği, “halk ile iç içe” insanlar olduklarını özellikle vurguluyor.

Dumaa, “Benim dönemimde, bu iki insan, en sağlam ve saygın liderlerdi. Valerian Osman-ipa ve Boris Viktor-ipa bazı toplantılarda, halk eylemlerinde insanlarla bir araya geldiklerinde insanlar etraflarını sarar ve onlarla iletişim kurmaktan zevk alırlardı”, diye hatırlıyor.

Cezai davalarla suçlanan ve Tiflis'te hapse atılan birçok Abhaz, Valerian Osman-ipa’ya o kadar saygı duyuyorlardı ki, işkence ve sorgulamalar sırasında, Kobahia'ya karşı ifade vermeleri için zorlanmalarına rağmen liderlerine karşı ifade vermemişlerdi. Bu isimler arasında, farklı zamanlarda tutuklanan ve Tiflis'te hapishanede tutulan Leontiy Kuarandzia ve Gregoriy Aşharua da bulunmaktaydı. Yasadışı gözaltı tedbirlerine rağmen hiçbirisi Valerian Osman-ipa'ya ihanet etmeyi düşünmemişlerdi.

Dumaa, Valerian Osman-ipa'yı, “Yakışıklı, görkemli, çok sabırlı, kesinlikle korkusuz, toplumda nasıl davranacağını bilen, dengeli, itici olmayan, elbette kendisine karşı var olan bazı eleştirilere fazla duygusal tepki vermemeye çalışan bir insandı”, diye hatırlıyor.

1975'te Valerian Kobahia, Abhazya SSCB Yüksek Konsey Başkan sekreterliğine ve daha sonrada başkanlığına seçildi. Bu süre zarfında Valerian Kobahia'nın girişimi üzerine, ilk defa Yüksek Kurul başkanlığında yurtdışındaki yurttaşlarla iletişim için bir bölüm açıldı, bu eşsiz bir durumdu - ondan önce Sovyet yürütme sisteminde böyle bir bölüm hiç olmamıştı.

Oğlu, “Babam hiçbir zaman mevki meraklısı olmadı, görev yaptığı tüm mevkilere geldi, çünkü şartlar onu gerektiriyordu”, diye hatırlıyor ve ekliyor, artık yeni bir dönemin başladığını ve meydanı gençlere bırakmak gerektiğini anladığı anda memur koltuğunu hemen bırakmıştı.

Beslan Kobahia, “SSCB'nin çöküşünün arifesinde, son olarak yapmaya çalıştığı tek şey sürekli Moskova'yı ziyaret ederek yeni bir sendika anlaşması imzalamaya çalışmasıydı ve ardından olaylar tamamen öngörülemeyen bir senaryo ile ilerledi - "Ağustos darbesi" (18-21 Ağustos 1991'de yaşanan Moskova'da anayasaya aykırı bir hükümeti ele geçirme girişimi) oldu. Bu olayın ardından babam, hiçbir sendika anlaşması olmayacağını anladı ve hiç tereddüt etmeden Abhazya Yüksek Konsey Başkanlığı görevinden ayrılarak bu yeri Vladislav Ardzınba'ya bıraktı”, diye açıklıyor.

“Bir baba var - asla hayal kırıklığına uğratılamayacak”

Boş zamanlarında Valerian Kobahia, Abhazca basılan, Abhazya edebiyatının yeni kitaplarını: şiirleri, özellikle yakın dostu Bagrat Şinkuba’nın şiirlerini okumaktan hoşlanıyordu.

Beslan Kobahia, “Çok katı bir insandı, ama sesini asla yükseltmezdi. Onu evde nadiren görürdük. Uyandığımda, çoktan gitmiş olurdu, uyuyakaldığımda ise henüz gelmemiş, çünkü işi bütün boş zamanlarını da alıyordu. Ama buna rağmen her zaman bir babam olduğunu, onu asla hayal kırıklığına uğratmamam gerektiğini biliyordum. Çocukken önemli görevlerde bulunduğunu anlayamıyordum, herkesin benimle aynı ebeveynlere sahip olduğu sanıyordum. Hiç bir şekilde her şeye müsamaha gösterilen bir ailede yetişmedik”, diye hatırlıyor.

Valerian Kobahia, maalesef Kafkasların alışıldık uzun ömrüne sahip olamamıştı, henüz 63 yaşında, çok geçken aramızdan ayrıldı.

“Tam savaşın başlamasından sonra 28 Ağustos 1992 yılıydı, —diye hatırlıyor Beslan Kobahia. —Kendisini şehirden Lıhnı’ya getirmeyi başardığımızda çok ağır hastaydı. Burada vefat etti ve aile mezarlığına defnedildi”.

Özetle, Konstantin Dumaa'nın devlet gemisinin kaptanı tanımlamasına eklemeler yapılabilir: günümüz insanının, bir zamanlar ülkenin “dümenindekileri” bilmesi ve genç nesillerin, farklı dönemlerdeki Abhaz liderlerinin emekleri hakkında bilgi sahibi olmaları, unutulmamaları çok önemli.

Devlet ve halk faaliyetlerinde başarıya ulaşmış parlak bir politikacı ve güçlü bir karaktere sahip Valerian Kobahia, Abhazya'nın kaderine büyük katkılarda bulunmuş ve tarihine kendi şahsi imzasını bırakmıştır.