Dünya Abaza Kongresi

29 Mart 2024
17:53
Keriman Ebjnou
İlk Dünya Güzeli
Ben bir Çerkezim-Abazayım
Şair Karnik Garmiyan, Onun hakkında "ülkenin gülü, dünyanın güzelliği" diye bahsetmişti. Bizzat Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından kendisine yarışmadaki başarısı dolayısı ile kraliçe anlamına gelen "Ece" soyadı verilmişti. Fakat Türkiye'yi uluslararası güzellik yarışmasında temsil eden ve "Dünya Kraliçesi" unvanının ilk sahibi olan güzel Keriman Halis Ece, atalarının Abhazya'dan geldiğini asıl soyadının Ebjnou olduğunu hiç unutmadığını ve asla saklamadığını söylüyordu.
Abhazya kökleri
Güzellik Kraliçesi Keriman, 16 Şubat 1913'te zengin bir tüccar olan Tevfik Halis beyin ailesinde dünyaya geldi. Annesinin adı Ferhunde hanımdı. Ailenin toplam altı çocuğu vardı. Keriman'ın annesi de babası da, 1964 yılında Kafkasya savaşının bitiminde anavatanından, Adler (bugün bu bölge Rusya Büyük Soçi bölgesi toprakları sayılmakta) diye adlandırılan bölgeden sürülen ailelerden gelmekteydi. Aile müzikle çok iç içeydi. Hatta alenin çoğu üyesi profesyonel birer müzisyendi. Keriman'ın, sarayda önemli bir mevki sahibi olan dedesi Hurşit Paşa'da birçok enstrümanı çalabilmekteydi. Yengesi Neveser Kökdeş ise bir piyanistti. Amcası Muhlis Sabahattin ise bestekârdı. Ailede müzik aşkı adeta genetik olarak aktarılmaktaydı. Keriman da piyano çalıyordu.

Mahinur Papba'nın (Türkiye'de yaşayan Abhaz diasporasının önde gelen bir temsilcisi, yayıncı) araştırmalarına göre, Keriman'ın babasının soyadının Ebjnou, annesinin soyadının ise Çizemuk, farklı bir telaffuzda – Pşızemuk olduğu bilinmekte. Köken olarak bu sülaleler Ubıh sülaleleridir fakat çok uzun zamandır bu sülalenin taşıyıcıları kendilerini Abhaz olarak adlandırmaktadır.
Keriman'ın da Türkiye'deki tüm bekar kızlar gibi soyadı yerine adının yanına babasının ismi koyulmaktaydı – Keriman Halis. Ece soyadını ise çok sonralarda almıştı. Bu soyadını ilk olarak ona, Atatürk, Dünya Güzellik Kraliçesi unvanı ile Türkiye'ye dönmesinden sonra vermişti.

Ve 2 yıl sonra, soyadı kanununun kabul edilmesiyle, Mustafa Kemal'in emriyle, verilen unvan güzellik kraliçesinin resmi soyadı oldu.
Keriman Ebjnou © foto-history.livejournal.com
Keriman Ebjnou © foto-history.livejournal.com
Keriman Ebjnou © foto-history.livejournal.com
Güzellik Kraliçesinin Gençliği
ХХ.yüzyılın 20-30'lu yılları, genç Türkiye Cumhuriyetinin yeni kurulduğu yıllardır. Ülkeyi Avrupalılaştıran her şeyin makbul olduğu dönemdi. Türkiye'yi laik bir ülke yapmayı hayal eden Mustafa Kemal, ülkede organize edilmeye çalışılan her türlü güzellik yarışmasına destek veriyordu. İlk resmi güzellik yarışması 1929'da Atatürk'ün iktidara gelmesinden altı yıl sonra yapılmıştı. Ardından yabancı gazeteler coşkuyla "Türk kızları, Avrupa'daki kadınlarla rekabet ediyor", diye yazmıştı.

Keriman Ebjnou
© foto-history.livejournal.com
Keriman çocukluğundan beri zarafetiyle dikkat çeken, çok meziyetli, iyi yetiştirilmiş, Türkçe ve Fransızcayı çok iyi konuşan bir kızdı. Bu sebeple babasına defalarca kızının güzellik yarışmasına katılması için tekliflerin gelmiş olması hiçte şaşırtıcı değildi. Fakat babası çok uzun süre izin verme konusunda direnmişti. İlerleyen zamanda, babasının okul arkadaşlarından birisi olan ve bu tarz güzellik yarışmaları düzenleyen Abidin Daver, genç kızı Galatasaray'da düzenlenen bir baloda gördüğünde konuyu babasına tekrar açmıştı, fakat Keriman o dönemde henüz 17 yaşında bir okul öğrencisiydi. Bu sebeple babası Halis Bey teklifi tekrar reddetmişti.
Bu olayın üzerinden 2 yıl geçtikten sonra, 3 Temmuz 1932 yılında, artık on dokuz yaşında olan Keriman Halis, «Cumhuriyet» gazetesi tarafından düzenlenen ulusal güzellik yarışmasına katıldı. Onlarca kişinin katıldığı yarışmada birincilik alarak Türkiye Güzeli unvanını kazanmayı başardı.
Sağdan birinci, Keriman Ebjnou
© foto-history.livejournal.com
Kraliçe Unvanı
Bir aydan daha kısa bir süre sonra Keriman, Belçika'nın küçük bir kenti olan Spa'da düzenlenen uluslararası güzellik yarışmasına katıldı. Türk gazeteci Ahmed Vâlâ Nureddin, Keriman'ın güzelliğini şöyle anlatıyordu: «Tüm katılımcıların güzelliğini bastıran bir güzel vardı ki, bu Keriman Halis'ti. Dürüst olmak gerekirse, geçen yılın güzellini, Onunla karşılaştırdığımda, Keriman'ın her şeyde önde olduğunu fark ettim. Çok çekici bir dış güzelliği olan, tertemiz, narin cildi olan, çok sevimli yüzlü bir bayandı. Ortadan ayrılmış güzel siyah saçları arkasında toplanmıştı… Tanrıça Diana gibiydi. Çok sakindi, hiç yalpalamıyordu. Böyle "Duru" bir güzellikti».
Belçika'da Keriman, Türkiye Cumhuriyetini temsil ettiğini gösterme fırsatını kaçırmadı. Türk bayrağı koyulana kadar bütün güzellerin selamlamak için çıktıkları balkona, çıkmayı reddetti. Bayrak bulunamamıştı, fakat Keriman sakin kalarak bayrağı kendisi dikti. Atölye çalışanları Keriman'a büyük bir parça kırmızı kumaş verdiler. Babası beyaz bir parçadan, büyük bir yarım ay ve yıldız kestikten sonra kırmızı kumaşa dikti.
Belçika yarışmasının finalinde, güzellik kraliçesi iki katılımcı arasından seçildi - Almanya temsilcisi ve Türkiye temsilcisi. Keriman verdiği röportajlarından birinde, sahnede kırmızı atlas bir elbise ve beyaz kolye taktığını anlatmıştı. Kıyafet, Onun güzel siyah gözlerini ve saçlarını vurgulamakla kalmıyor, ayrıca milli renkleri taşıyordu. Güzellik Kraliçesi için bu çok önemliydi. "Jüri ismimi söylediği anda sanki tüm hislerimi kaybetmiştim, salon alkışlar ve: «Bravo Türkiye Güzeli!» diye yankılanıyordu,", diye hatırlıyor.
Keriman'nın adını açıklayan jüri başkanı şu sözleri ekledi, "Türk güzelini "Güzellik Kraliçesi" olarak seçtik. Ancak kadehlerimizi Avrupa'nın zaferi için kaldırıyoruz!". Jüri başkanının kastettiği şey, seçtikleri yarışmacının Batı tarzında bir güzelliğe ve tavra sahip olması idi. Atatürk için daha iyi bir hediye olamazdı - ülkeyi uzun yıllar boyunca taşımaya çalıştığı konum, gözlerinin önünde gerçekleşiyordu.
Keriman'ın İstanbul'a dönüşü zafer havasında olmuştu. Keriman'ı halk kahramanı gibi karşılamışlardı. İstanbul garında Ece'yi büyük bir hayran topluluğu bekliyordu. «Trenden indiğimde, yürüyebilmem için memurlar insan kalabalığında yolumu açmaya çalışıyorlardı. Sloganlar atıyor, çiçekleri sallıyor, çok sıcak bir atmosferle beni selamlıyorlardı», - diye yazıyor Keriman Halis hatıratına.
Türkiye Ulusal Güzeli ya da Çerkez Güzeli
ilk Dünya Güzellik Kraliçesi unvanı ile geri dönen Keriman, en yüksek onur ödülüne layık görüldü. Taksim bahçesinde Keriman'ın şerefine büyük bir kutlama düzenlendi. Geceyi ünlü yazar Peyami Safa sunmuştu. Güzellik Kraliçesi şerefine düzenlenen geceye, Keriman'ın ilk dansını yaptığı Atatürk'ün kendisi de katılmıştı.
Keriman Ebjnou
© yenisoz.com.tr
«Bu günü hiç unutmayacağım, - uzun yıllar sonra verdiği röportajında gözleri dolarak böyle söylemişti Keriman. "Salona girdiğimizde, Atatürk ve tüm paşalar ayağa kalktılar. Atatürk'ün elini öptüm, O ise beni alnımdan öperek: «Sana Ece (Kraliçe) ismini verdim, mutlu musun?», diye sordu. Ben de: «Bana dünyaları verdiniz Paşam.Teşekkür ederim!», diye cevap verdim.
Bununla birlikte, Türkiye'yi tanıtan ve Türk kadınının güzelliğinin temsilcisi olan Keriman, köklerini asla unutmadı ve zaman zaman bunu vurgulamaktan geri durmadı.

Kendisine Türk güzel diyen gazeteciyi, Çerkez – Abaza olduğunu söyleyerek düzelttiği anlatılmakta.

Bu durum bazen, Kahire gezisinde olduğu gibi, Türk yetkililerinde memnuniyetsizlik yaratıyordu. Kahire gezisinde Keriman, "Çerkes kardeşlik birliği" temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıda çekilen fotoğraf basına yansımıştı. Mısır gazetesi "Jedid" de yayınlanan makalede, "Çerkez kızının dünyanın en güzel kızı seçildiği" yazıyordu. Bu yaklaşım Türk yetkililer tarafından kabul göremezdi, onlara göre: Keriman sadeceTürkiye Güzeliydi. Çerkez kökeni ile ilgili hiçbir şeyden bahsedilmemeliydi.
Keriman Ebjnou’n resminin bulunduğu gazete kupürü © medyafaresi.com
«Cumhuriyet» gazetesinin, Keriman’nın manşet olduğu sayısı © foto-history.livejournal.com
Keriman Ebjnou’n resminin bulunduğu gazete kupürü © foto-history.livejournal.com
Keriman Ebjnou’n resminin bulunduğu gazete kupürü © yenisoz.com.tr
Keriman Ebjnou’n resminin bulunduğu gazete kupürü © yenisoz.com.tr
Keriman Ebjnou’n resminin bulunduğu gazete kupürü © gecmisgazete.com
Keriman kraliçe unvanını kazandıktan sonra çok sakin bir hayat yaşadı, gazetecilerle konuşmayı çok sevmediği için yarışmadan sonra kendisi ile ilgili pek haber çıkmadı. Güzellik kraliçesi ile ilgili haberler arasında, iki kere evlilik yaptığı bulunmakta. İlk eşi doktor Orhan Sanus idi. Bu evlilikten iki çocuğu oldu – oğlu Sezai Sanus ve kızı Ece Sanus. İkinci kocası ise Hasip Tamer'den ise Cenk Tamer adında bir oğlu oldu. Keriman hayatının son yıllarını da küçük oğlunun yanında geçirmişti.
13 torunun büyükannesi Keriman ilerleyen yaşlarında bile çok güzel görünüyordu ve Türkiye'nin en güzel kadınlarından biri sayılıyordu. Keriman Halis 2012 Ocak ayında, yüz yaşına neredeyse bir yıl kala aramızdan ayrıldı.
Türk hükümeti, ülkenin eski Güzellik Kraliçesinin vefatına duyarsız kalmadı. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Güzellik Kraliçesinin vefatı dolayısı ile yaptığı açıklamada, "Ülkemizi yurtdışında başarılı bir şekilde temsil eden ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından Ece soyadı verilen, Keriman Halis Ece Tamer'i her zaman saygıyla anacağız", demişti.

Keriman'ın kabri, doğduğu ve büyüdüğü, Türkiye'nin ilk Güzellik Kraliçesi olduğu ve Dünya Güzellik Kraliçesi unvanıyla döndüğü şehirde - İstanbul'da bulunmakta.
Кериман Эбжноу
© foto-history.livejournal.com

Metin yazarı - Арифа Капба, Bild Editör - Naala Ayüzdzba, baş editör – Амина Лазба
Keriman Ebjnou ile ilgili hazırladığımız yazımızda, Mahinur Papba'nın şahsi arşiv materyallerinden faydalanılmıştır.
Made on
Tilda