18 Mart 1989'da Abhazya'da tarihi Lıhnı Şurası gerçekleştirildi. Bu şurada, 30 binden fazla insan bir araya geldi ve Abhazya’nın Federal Cumhuriyet statüsüne getirilmesine karşı durarak ülkenin bağımsızlığını talep etti.

Said Barganciya

Mart 1989'da gerçekleşen tarihi olay - Lıhnı Şurası, sadece barışçıl bir gökyüzü altında bağımsız bir ülkede yaşamayı sürmek isteyen Abhaz halkının, Abhazya’nın egemenliğini tanımayan bir dizi devletin karşısında duruşunun, birliğinin en önemli örneklerinden biri olarak ülkemizin tarihinde sonsuza dek kalacaktır.

Abhazya’nın bağımsızlığı çok acılar geçirdi

26 Ağustos 2008'de Rusya tarafından Abhazya'nın bağımsızlığının tanınması uzun zamandır beklenen, asırlık bir ulusal kurtuluş mücadelesinin sonucudur. Abhazya bağımsızlığını, ilham verici zaferler ve acı verici yenilgilerle çok uzun sürede kazandı.

1921 yılının Mart ayına kadar Abhazya, Gürcistan tarafından bir nevi işgal edilmişti. 4 Mart 1921 yılında Abhazya'da Sovyet yönetimi kuruldu.

Bolşeviklerin iktidara gelmesi halk tarafından Gürcü işgalinden kurtuluş olarak görülüyordu. Sonra 1921'de Sovyet Sosyalist Abhazya Cumhuriyeti ilan edildi – önce SSCB bünyesinde bağımsız bir ülke, daha sonra aynı yıl içerisinde Gürcistan SSC’sine sözleşmeli olarak bağlı bir ülke oldu. Oradan da Transkafkasya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti'ne katıldı. Fakat 10 yıl sonra durumlar tekrar değişti.

19 Şubat 1931 de Abhazya, Gürcistan SSC'sine özerk bir cumhuriyet olarak zorla dâhil edildi. Bu karar, tarihin trajik bir bir bölümünün başlangıcı idi: ilerleyen zamanda, Abhazya'yı defalarca kez halkının sonsuza kadar kaybolması gibi korkunç bir çizgiye getirmişti. Gürcistan, Abhazların kendi vatanlarında tüm hakları ile özgür bir şekilde yaşamalarını öfkeli bir şekilde sürekli engelliyordu. Abhaz okulları kapatılıyor, Abhaz dili yasaklanıyor, toponimi (coğrafik olarak yer isimleri) değiştiriliyordu. Başka bir deyişle, Abhazların hakları yaşamın her alanında ihlal ediliyor, engelleniyordu. Abhazya'da on yıllarca süren Gürcü ihaneti, ulusal kurtuluş hareketinin gelişmesine sebep olmuştu.

Abhazlar, Gürcistan SSC'sine özerklik haklarıyla zorla sokulduğu andan itibaren mücadeleden vazgeçmeden, tarihi adaleti sağlamak için her türlü çabayı göstermekteydi.

Lıhnı Şurasına hazırlık

3 Aralık 1988 yılında Suhum’da, Abhazya Devlet Filarmonisi binasında, Yeni Demokratik Sosyal ve Siyasi Hareketin ilk kurucu Kongresi gerçekleştirildi, tarihe Abhazya Halk Forumu ‘Aydgılara’ (Abhazca da birlik anlamına gelmektedir) olarak geçti. Forum, Abhazya'da yaşayan insanların hakları için mücadele eden tüm grupları birleştirdi ve Abhazların ulusal mücadelesini yeni bir seviyeye taşıdı. Hareketin temlini Abhazya’nın halkından ve siyasetinden, önde gelen isimler, aydınlar oluşturmuşlardı, Başkanlığına ise yazar Aleksey Gogua getirilmişti.

“Aydgılara” kısa sürede, tüm ulusal toplulukların temsilcileriyle temas kurmayı başardı ve binlerce insanın bir araya geleceği bir toplantı yapılabileceğine dair umutları yeşertti. Sonuçta insanları toplamak için büyük bir çalışma yapmak gerekiyordu - Abhazların sorunun acil çözülmesi gereğini anlamalarına rağmen.

Forumun kurulduğu sırada, Gürcü emperyalizminin hırsları zirveye ulaşmıştı. Kadroların Gürcistan'dan Abhazya'ya transferine devam edildi. Abhaz tarihi üzerinde alaycı bir sahtekârlık yürütüyorlardı. Bütün bunların sonucunda, birkaç ay sonra gerçekleştirilen ve eski Sovyet iktidarının tüm alanı boyunca büyük bir rezonans yaratan Lıhnı Şurasının örgütlendi.

Tarihi Konuşma

18 Mart 1989, Abhazya'nın kalbinde, Gudauta bölgesi Lıhnı köyünde tarihi alanda, (yüzyıllardır Abhaz halkının ülke için kader belirleyici kararların verildiği yer tamda burasıydı) Halk Forumu “Aydgılara” diye adlandırılan sansasyonel miting gerçekleştirildi. Miting 30 binden fazla insanı bir araya getirmişti.

Miting katılımcıları, Abhazya’ya 1921'den 1931'e kadar olduğu gibi SSCB’de Cumhuriyet statüsünün geri verilmesi ve Abhazya'nın "özel yönetim" rejiminin Moskova'dan geçici olarak başlatılması talebiyle SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov’a başvurdular. Lıhnı Bildirgesi Abhazya halkının Gürcü liderliğinin aşırılıklarından bıktığını belirtmekteydi.

Bildirge, genç ancak o zamanlar zaten iyi tanınan bir şair ve gazeteci, Vladimir Zantaria (şuan ki Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı danışmanı) tarafından okundu.

O tarihi konuşmanın önemini bugün kendisi şöyle anlatıyor: “Bu çok aşamalı bir hükümet hiyerarşisini "meşrulaştıran" kemikleşmiş Sovyet sistemine açık bir meydan okumaydı. Abhazya’nın parti liderleri “haince” bir temyiz anlaşması imzalama eyleminden affedilmeyeceklerini biliyorlardı. Ancak, başka çıkış yolu olmadığını ve ciddi bir direniş olmadan kimsenin bize bağımsızlık ve siyasi özerklik hakkını hediye etmeyeceğini de çok iyi anlıyorlardı”, diyor.

Zantaria, o sırada Tiflis elçilerinin Gürcistan özel servislerinin toplantıyı engellemek için her şeyi yaptığını, ancak “halk, Abhazya karşıtı psikozun enjeksiyonundan öylesine bıkmıştı ki, hareketin aşağıdan durdurulması artık çoktan imkansızdı”, diyor.

Tarihsel konuşmayı okumadan önce, Zantaria, açık ve net bir şekilde ortaya çıkması, böylece mesajın özünün her kalbe ulaşabilmesi için birçok kez prova yapmış.

Vladimir Zantariya, “Lıhnı Bildirgesinin benim tarafımdan okunması kararı Halk Forumu “Aydgılara” Başkanlığı tarafından verildi. Bu konudan ise benim Şura’dan bir gün önce haberim oldu. Elbette heyecanlandım ama sonra metnin ruhuna girmeye, anlamsal ve vurgusal duraksamaları gerektiği gibi doğru bir şekilde yapmaya başladım. Beş yıl boyunca Abhaz radyosunun spikeri olarak çalışmış olmamın ve materyalleri anlaşılır bir şekilde sunabilme konusunda biraz tecrübeli olmamın bana büyük yardımı oldu. Lıhnı’ya doğru yolda HFA (Halk Forumu “Aydgılara”) dostları benden Bildiriyi okumamı rica ettiler ve bana kibarca bazı ince ayrıntıları belirttiler. Sonuç olarak, Şura’ya katılanların tepkisine bakarak, bildirge oldukça net olmuştu. Oy verildi ve oybirliğiyle kabul edildi”, diye hatırlıyor.

Bildirge, ilk olarak, Abhaz bölgesel parti komitesinin ilk sekreteri, SSCB Yüksek Sovyet Milletvekili, Abhaz Bölgesel Parti Bürosu üyesi Boris Adleyba tarafından imzalandı. Onun örneğini Abhazya'da 30 binden fazla vatandaş takip etti.

Lıhnı Bildirgesinin tam metni 24 Mart'ta Abhazya'daki “Apsnı Kapş” ve “Sovyet Abhazyası” adlı gazetelerde yayınlandı. Bildirge gazetede yayınlandıktan sonra, halk tarafından da imzalanan kağıtlar Şura organizatörlerine akmaya devam etti. Bazı resmi kaynaklarda, sonuç olarak 40 bini aşkın imza toplandığı belirtilmekte.

Lıhnı Şurasının belgelerini Moskova’ya götürenler arasında, Abhazya’nın önde gelen siyasi ve sivil toplum emekçileri, politikacıları, akademisyen tarihçileri; İgor Maruhba, Gennadiy Alamiya, Vadim Pilia, Nikolay Conua ve Sergey Şamba vardı.

Binlerce insan birlikte

Bu arada, Abhazlar ve Gürcülerin ülkedeki ilişkileri son derece gerilmişti. Siyasi gerginlik her yerde hissediliyordu: okullarda, devlet kurumlarında.

Aynı 1989 yılının Haziran ayında, SSCB’nin Birinci Milletvekilleri Kongresi’nde, Abhazya’nın siyasi arenasında çoktan tanınan ve ağırlığı olan isim SSCB Halk Milletvekili Vladislav Ardzınba da bir konuşma yaptı.

Gürcistan SSC'sine Abhazya'nın zorunlu özerklik haklarıyla dahil edilmesini değerlendiren Ardzınba, “1931 yılında anlaşmalı olan Abhazya şimdi Gürcistan SSC'sinde özerk bir cumhuriyete dönüştürüldü. Bu nedenle Abhazya - Stalin'in keyfine göre siyasi statüleri yükselmek yerine, azalan tek cumhuriyet olmuştur”, dedi.

Abhaz halkının tarihinde, 1937-1953 yılları arasında bir dönem, insanların böyle bir milletin olduğunu yok sayma çabası gibi bir durum oluşmuştur.

Vladislav Ardzınba, “Sizin de bildiğiniz dönemde <...> Abhaz halkına karşı, eylemler – tam karşılığıyla adlandırmamız gerekirse şovenist bir politika izlendiğini söylemeliyim”, dedi. Ve daha sonra, Vladislav Ardzınba, Abhaz halkının Gürcüler tarafından baskı altına alınmasının tarihini ve 1931'den itibaren Abhazları kendi ülkelerinden yok etme girişimlerinin düzenlemekten olduğunu sözlerine ekledi.

Ne yazık ki, ne halkın bildirgesi ne de seçkin liderinin konuşması duyuldu. Geçmişte - 1931’de kurulan "saatli bomba" patladı: kanlı bir savaş (1992-1993 yılları Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı) binlerce can aldı ve binlercesinin kaderini mahvetti.

Ancak 62 yıl sonra, 1993'te, kendi topraklarında zaferle, yaşama hakkını, milletlerini koruma hakkını kazanan Abhazya halkı, Gürcistan baskılarından tamamen kurtulabildi.

1989 Lıhnı Bildirgesinin kan dökülmesini önleyemediği gerçeğine rağmen, binlerce yıllık beraberliği olan Abhaz halkının birliğine ve tekliğine güzel bir örnek olarak tarihte yerini aldı.

Bugün, en iyi evlatlarını şehit vermek pahasına hedefledikleri yola çıkanların amacı gerçekleşmiş durumda. Abhaz topraklarında, istikrar ve atalarımızın iradesiyle dokunan bir barış anlaması bulunmakta.