Uluslararası tarihi eserlerin ve yerlerin korunması gününün arifesinde, DAK Bilgilendirme Portalı olarak, kültürel mirasın korunması alanındaki zorluklar ve başarılar hakkında konuştuğumuz Abhazya Tarih ve Tarihi Kültürel Mirasın Korunması Bakan Yardımcısı Batal Kobahia ile bir röportaj yaptık.

Abhazya Tarih ve Tarihi Kültürel Mirasın Korunması Bakan Yardımcısı Batal Kobahia, DAK Bilgilendirme Portalı muhabirimiz Said Barganciya’ya verdiği röportajında, Abhazya'nın tarihi ve kültürel miraslarının korunması ile alakalı sorunlar, bu konuların yasal düzenlemesi, kültürel anıtların restorasyonu ve çalışmaların kimin sorumluluğunda olduğu, tekrar açılan yapılar ve çok daha fazlası hakkında bilgi verdi.

Röportajı Said Barganciya gerçekleştirdi

- Bu yıl Abhazya'nın tarihi ve kültürel mirasına ait anıtların envanter kayıt programı tamamlandı.  Program ne kadar sürdü, şu an hangi aşamada ve şuan için hangi ara sonuçları alabiliriz?

– 2014 yılı Aralık ayında, devlet kurumlarının yeniden düzenlenmesi sürecinde Kültür Bakanlığı ve Devlet Tarihi ve Kültürel Mirasın korunması Dairesi tek bir kurum olarak birleştirildi – Abhazya Tarih ve Tarihi Kültürel Mirasın Korunması Bakanlığı adını aldı. Bakanlık bünyesinde Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Departmanı açıldı. Çalışmalarımızın başlangıcında, veritabanında, tarihi ve kültürel miras nesnelerinin (TKM), envanter değerlendirmesi, mimari özellikleri, tarihi verileri, koruma bölgeleri ve bölgelerin sınırlarının değerlendirmesiyle ilgili kayıtlara ilişkin uzman değerlendirmesi bulunmadığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. TKM objelerinin sayımı için verilen talimatlara uygun olarak, her bir obje için yaklaşık 20 farklı çeşit doküman bulunmalıdır. “Abhazya topraklarında bulunan TKM taşınmazları envanteri” üzerine bir hedef program hazırladık.

Bunu Bakanlar Kurulu'na sunduk, onaylandı ve finanse edildi. Son başvuru tarihleri 2016'dan 2018'e kadar belirlendi, ancak bazı objektif nedenlerden dolayı çalışma 2019'a kadar uzatıldı. Departman 2015 yılı boyunca, tarihi ve kültürel miras alanlarındaki mevcut verileri sistematikleştirmek için çalıştı. Önceden, yalnızca Suhum'un TKM objeleri üzerine bir Devlet listesi vardı. Abhazya'nın diğer bölgelerinde de bulunan objeler için geniş çaplı bir çalışma başlattık. Sonuç olarak, 2015 yılı sonunda, ülke genelinde 1535 öğeden oluşan Devlet Listesi hazırlanmıştır. Birçoğunu kayıt kartlarına girdik, fotoğraflarını çektik, arşiv malzemeleri topladık, denetim sırasında devlet sertifikalarını hazırladık, mimari tarzın özelliklerini tanımladık ve pasaport, plan ve çizimlerin oluşturulması üzerine çalışmaya başladık. Tabii ki, tüm objeler için tam bilgileri kayıt altına alamadık, ancak bu yönde çalışmalar hala devam etmektedir. Hedef Program, Devlet Listesindeki tüm TKM objelerinin envanter kaydına alınmasına odaklıdır.

– Bilindiğimiz kadarıyla, her internet kullanıcısının Abhazya'nın herhangi bir kültürel anıtı hakkındaki bilgilere erişebilmesine imkân sağlayacak bir coğrafik bilgi sistemi oluşturulması planlanıyordu. Bu sistem hazırlanıyor mu? Evetse ne zaman etkin olacak?

–Abhazya'nın tarihi ve kültürel mirasının tüm nesneleri için Coğrafik bilgi sistemi (CBS)- Bu, daha önce bahsettiğimiz Hedef Programın bir özeti. Bu, en son bilgi teknolojisinin kullanımıdır. CBS – Her TKM objesi hakkında tüm bilgileri içerecek bir program. Haziran ayının sonunda bunu sunabilecek durumda olmayı ve Kültür, Tarihsel ve Kültürel Mirasın Korunması Bakanlığı'nın resmi web sitesinde “yayınlayabilmeyi” umuyoruz. Coğrafi bilgi sistemi çalışmalarının başlamasıyla birlikte, bilgiye erişim alanında kesinlikle yeni bir döneme gireceğiz. Başlangıç için 150 obje hakkında tüm bilgileri, 550 kültürel anıt hakkında da kısmi bilgileri yayınlamayı planlıyoruz.

– Bakanlık – şuan ki verilerine göre - devlet korumasına ihtiyaç duyan nesneler hakkında yeterli bilgilere sahip mi? Bu veriler nasıl ve neye göre değişiyorlar?

– Kültürel anıtların yasal olarak korunması çok önemli bir çalışmadır. Notre-Dame de Paris'teki yangın haberi hepimizi şok eti (15-16 Nisan 2019 tarihinde Notre Dame de Paris'te meydan gelen son büyük ölçekli yangını kastediyor). Bu trajediyi kültürel mirasın kırılganlığı, insanla ilişkisi ve bağımlılığı ile ilgili “yukarıdan bir mesaj”, bir işaret olarak algıladım. Ne de olsa Fransa, kültürel mirasın devlet korunması ve tarihi eserlerin envanter kaydının tutulması alanında bir kanun koyucuydu. Zaten 19. yüzyılın başında, Anıtların Korunması Genel Müfettişliği tam da orada ortaya çıkmıştı. Avrupa kültürel mirasının ilk kalıntılarından biri olan Notre-Dame de Paris korunmasız ise, bizim anıtlarımızın durumunu düşünebiliyor musunuz?

Abhazya'da Kültür Anıtlarını Koruma Derneği ilk olarak 1925'te kuruldu. Tarihi eserlerin ilk ve en eksiksiz listesi, 1961'de Vionor Paçulia tarafından hazırlandı ve yaklaşık 260 anıt içeriyordu. Sonra Yosif Adzınba 1967'de buna eklemeler yaptı. Ayrıca, bundan sonra bulunan tüm tarihi eserler, tarihi ve kültürel mirasın yeni keşfedilen anıtları listesine dâhil edildi. 2015'ten bu yana Abhazya'nın tüm bölgelerinden kültür ve tarihi eserleri içeren Devlet listesinin kabul edilmesinden sonra, bugüne kadar yaklaşık 400 eser daha bulduk. Şimdi bunları devlet kayıt listesine eklemek için gerekli belgeleri hazırlıyoruz. Bu çalışmanın yılsonuna kadar bitmesini umuyorum. Bu çalışmanın bitmesi ile tarihi ve kültürel miras anıtlarının sayısı yaklaşık 2000 olacak. Liste, genellikle daha önce fark edilmemiş, ancak arkeolojik araştırmaların saha çalışmaları sırasında bulunan eserler ile dolmakta.

– Dağlık Abhazya çevresindeki son keşif gezileri sonucunda, yeni kültürel miras anıtları keşfedildi, onlar hakkında bir kitap bile yayına hazırlanıyor. Bize bu anıtların neler olduğu ve kitabın ne zaman çıkarılacağı hakkında biraz daha bilgi verebilir misiniz?

– Bu altı keşif, Abhazya'nın dağlık kesimindeki anıtların envanterine ilişkin olarak “Dağlık Abhazya” (Abhazya dağlarını inceleyen bir fon) ile ortaklaşa yürütülen bir proje çerçevesinde gerçekleşti. Araştırmalar; Himtsa, Dzıhua, Başkapsara geçitleri ve Avuadhara'da gerçekleşti. Önceden bilinmeyen veya kısmen tanımlanmış yaklaşık 300 TKM anıtı bulduk. Bazı binalar tek bir bina kompleksi oluşturur, bu yüzden onları gruplandırdık, her biri 10 ila 60 binadan oluşan sekiz kompleks ortaya çıkardık. Bunlar esas olarak taş yapılardır, aynı zamanda “çoban istasyonları” yada «atsanguara» (Abhazca “cüce çitleri” anlamına gelmektedir) olarak da adlandırılırlar. Bu ad mitolojik cüce halkı atsanaa adıyla ilişkilidir, çünkü bu binalar ve çoban çitleri küçüktür. Abhazya'nın yüksek dağlarının Alpler ve Alplerin öncesi bölgelerinde bulunurlar. Keşif araştırmalarının başında, pek çoğunun var olduğunu düşünmüyorduk, kelimenin tam anlamıyla bulduğumuz anıt sayısı karşısında şok olduk ve dağlık Abhazya'nın henüz daha çok keşfetmek zorunda olduğumuz yeri olduğunu anladık. Kitap bu yıl içerisinde yayınlanacak. Bu, bahsi geçen binaların genel bir tanımını yayınlayacağımız bir katalog olacak ve ardından bilim adamları bazılarını daha ayrıntılı olarak inceleyecekler.

– Bulunan anıt sayısı karşısında "şok olma" konusuna değinirsek, kültürel miras eserlerinin sayısı bölgenin yüz ölçümü ve nüfusu ile kıyaslanıyor mu? Yani her anlamda küçük olan Abhazyamız için anıt sayımızın etkileyici bir rakam olduğunu söylemek mümkün mü?

- Sıklıkla çeşitli forumları ve kongreleri ziyaret ediyorum ve sıklıkla Abhazya'nın tarihi ve kültürel miras anıtlarının sayısının çokluğu ile belki de eşsiz bir ülke olduğunu söylüyorum. Tabii ki, nesnelerin sınıfı ve önemi hususu da bulunmakta. Abhazya, insan uygarlıklarının tüm dönemlerinin kültürel mirasının izlerini sunan dünya ülkelerinden biridir. Abhazların son üç bin yılda diğer etnik gruplarla iletişimi, anavatanımızda bulunmalarını destekleyen birçok tarihi anıt var. Bunlar antik çağ dönemini, Grek-Romen dönemini, Yunanlıların, Romalıların, Bizanslıların varlığını anlatan eserler. Seramik ve bazı mimari formlara yansıyan Türk mirası. Daha geç dönemler, 19. yüzyıl itibari ile Cenevizliler ve Rusların varlığının izleri. Ve tüm bu anıtların, diğer ulusların ve medeniyetlerin bölgemizde herhangi bir nedenle, bir süreyle ülkemizde kaldıklarını gösterdiğini anlamalıyız. Abhazya'nın kültürel bir mirası var ve bugün onu koruma görevi tam olarak bizim sorumluluğumuzda. Bu anlamda, kendi geçmişi olan oldukça zengin bir ülkeyiz.

– Ülke tarihinde ilk kez, 150 kültürel objenin envanter değeri belirlenmiştir. Bunlar hangi anıtlar ve değerleri nedir?

– Gerçektende, Abhazya'da böyle bir çalışma ilk kez yapıldı. Bu bilginin eksikliği birçok engel yaratıyordu. Örneğin, kültürel miras anıtının yıkılması durumunda, hangi sebeplerden ve hangi şartlar altında olduğu burada çokta önemli değil, restorasyon maliyetini tahmin edemiyorduk. Bir kişinin kültürel bir anıta zarar verdiğini varsayalım, normal olarak kendisi hakkında hukuki şikayetler yapılıyor, ancak verdiği zararla hiçbir şekilde örtüşmeyen mahkeme sonuçları ortaya çıkıyordu. Cezai yaptırımlar 500 ila 5000 ruble arasında değişmekte. Bin beş yüz kültürel miras anıtının, dediğiniz gibi, henüz sadece 150'si için envanter değeri belirlendi. Bunların yirmi üçü - Lıhnı tapınağı veya Bedia Katedrali gibi dini, yüz yirmi yedisi - sivil mimarlık objesidir.

Listede mimari özellikleri, kimlikleri ve ülkemiz için münhasırlıkları açısından en değerli olan nesneler değerlendirildi. Diğer bir seçim kriteri, anıt hakkında var olan bilgiler, araştırma için kaynak belgelerin bulunmasıydı. Bu listede ayrıca, mimari değerinin yanı sıra, burada meydana gelen olaylar ya da içinde yaşayan insanlar nedeniyle tarihi değer taşıyan binalar da yer almaktadır. Kültürel miras alanlarının envanter değerlendirmeleri için çalışmalar devam ediyor, umarım gelecek sene bir 200 anıtı daha değerlendirebiliriz.

– Savaş zamanında ya da zamanla tahrip olmuş anıtları restore etmek için ne tür çalışmalar yapılmaktadır?

– Maalesef, tarihi ve kültürel miras anıtlarının restorasyonu veya korunması ile ilgilenecek özel bir devlet şirketimiz bulunmamakta. Bir zamanlar “Abhazrestavratsia” vardı, fakat 18 yıllık varlığı süresince bir kere bile çalışmamış olması nedeniyle kapatıldı. Uzmanların: mimarlar, tarihçiler, sanatçılar vb çalışacağı devlete ait bir şirketin tekrar kurulmasını düşünüyoruz. Restorasyon gerektiren anıt büyük önem taşıyorsa, o zaman (restorasyon) merkezi hükümet kurumlarının omuzlarında olmalı, daha az ise, yerel yönetim restorasyon ile ilgilenmelidir. Anıt özel mülkiyetse, o zaman yasaya göre, restorasyon ilgili devlet kurumlarının restorasyon projesini onaylanmasından sonra mülk sahibinin sorumluluğunda olmalıdır.

Ancak son 25 yılda bir kez bile ülke bütçesine, tarihi ve kültürel miras anıtlarının restorasyonunu öngören bir satır eklenmemiştir. Bunu dört yıldır gerçekleştirebilmeye çalışıyorum ama şu ana kadar bir sonuç alabilmiş değilim. Bizim açımızdan, bu alanın yasal düzenlemeleri için birçok girişim önerilmiş, bazıları kabul edilmiş, bazıları ise dikkate bile alınmamıştır. Bugün, “Tarihi ve Kültürel Miraslar” Kanununda iyi niyetli kullanıcılar için imtiyazlar ve tercihler sağlayan, objelerin özelleştirilmesine imkan verme gibi hususları öneren değişiklikler parlamentoda ilk sunumunda düzenlemelerin tekrar yapılması gerekçesi ile onaylanmadı. Ayrıca, TKM'nin depolanması ve kullanımı için tek bir Devlet Fonu oluşturulması konusunda bir karar alınması da mümkün.

– Abhazya'nın hangi tarihi ve kültürel mirası anıtları Dünya Mirası alanlarına dâhil olabilir ve böylelikle UNESCO alanı oldukları iddia edebilir?

– Hangi nesnelerimizin UNESCO listesine dahil edilebileceği hakkında konuşmaya başlamadan önce, kuruluşun gereklilikleri hakkında konuşmanız gerekir. Anıtlarımızdan birçoğu, Dünya Mirası Listesine dahil edilebilecek şekilde, UNESCO kriterlerine uygundur. Ancak, “Dünya Mirasının Korunmas”ı Sözleşmesine göre, tarihi ve kültürel mirasa ait anıtların korunmasından devletin kendisi sorumludur. Yani, devlet uluslararası standartlara uygun olarak, koruma ve restorasyon için tam sorumluluk alamazsa, UNESCO herhangi bir projeyi dikkate almayacaktır. Kültürel anıtlarla ilgili olarak sahip olduğumuz durumu göz önünde bulundurursak, bu duruma uygun bir sorumluluk aldığımızı söyleyemeyiz.

İkinci husus - devletin bu bölgeyi kontrol etmesi gerektiğidir. Tabii ki kontrol ediyoruz, fakat burada, [Abhazya Cumhuriyeti’nin] uluslararası tanınma sorunu ortaya çıkıyor. Fakat, bu siyasi duruma rağmen UNESCO, anıtların korunması ve yaşatılması için bazı seçenekleri düşünmeye hazır.

UNESCO'nun, anıtlarla ilgili bir diğer şartı da - orijinalliğinin ihlal edilmemiş olmasıdır. Elbette, Dünya Mirası Listesine dahil edilebilecek tarihi ve kültürel miras eserlerine sahibiz, örneğin, Dranda Katedrali, Bedia Katedrali, Pitsunda Katedrali, Lıhnı tapınağı, Simon Kananit tapınağı, Anakopia Kalesi, Büyük Abhaz Duvarı vb.

– Abhazya'nın yeri değiştirilmiş kültürel mülklerinin bir kaydını oluşturmak için çalışmalara başlandı mı?

– Hayır, henüz başlamadı. Ancak, bu yılın Haziran ayında, bu konuya yönelik uluslararası bir yuvarlak masa toplantısı düzenlemeyi planlıyoruz. Genel olarak, ortak bir devlet

döneminde, Sovyet döneminde örneğin anlaşmazlıklardan sonra, savaşlar ve çatışmalar sırasında, kültürel varlıkların taşınması konusunu tartışmak gerekir. Ayrıca, kültürel varlıkların ithalat ve ihracatı sorununu yasa dışı taşımacılık dahil olmak üzere tartışmak gerekir. Bu doğrultuda bazı çalışmalar uzun yıllardır devam etse de, yerinden edilmiş değerleri detaylandırmak için hâlâ yapacak çok işimiz var.

– Folklor, milli mutfak, Acıka, Abhazya dansları ve diğerleri gibi günümüzde yasalarla sabitlenmemiş, aynı zamanda kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olan tarihi ve kültürel mirasın somut olmayan anıtları ile ilgili durum nedir?

– Bu konu üzerinde, yani maddi olmayan mirasın bir sicilinin oluşturulması üzerinde çalışıyoruz. Her şey belirlenmeli, yapılan herhangi bir işlem kodlanmalıdır. Bizim “Nart Destanı” mız var, ama aynı zamanda Çerkesler, Kabardeyler, Osetler’de de var. Ve benim Bilimler Akademisine sunduğum bir fikrim vardı. Abhazya tanınmayan (kısmen tanınmış) bir devlettir. Peki ya Rusya’nın öznesi olan - Nart destanı olan milletler? Onlarda bizimle birleşecek ve ortaklaşa çalışsa ne olur? Nart destanının gelişiminde, herkes için aynı olduğu zamanı belirler, değişkeni bulur ve tüm bu halklara özgü olan Nart destanının belirli bir aşamasını modelleyebilirler. Bu fikir üzerinde çalışıyoruz, birçok bilim adamının ön onayını aldık.