Bundan bir asırdan biraz fazla bir zaman önce 10 ekim tarihinde, Abhaz arkeolojisinin tanınmış ismi, bir klasiği, sadece Abhazya’ya değil tüm Kafkasya tarihçilerine paha biçilemez bir miras bırakmış olan Mihail Trapş dünyaya gelmişti. Bizde Bilgilendirme Portalı olarak bu önemli tarihe ithafen kendisi hakkında bir yazı hazırladık.

Arifa Kapba

İlk profesyonel Abhaz arkeolog Mihail Trapş, Abhaz arkeolojik biliminin temellerini attı ve çalışmaları daha sonra diğer ünlü Abhaz akademisyenlerin araştırmalarının dayanağı oldu. Birçok meslektaşı Mihail'in Mamet-ipa Trapş'a arkeoloji sevgisinin çocukluktan geldiğinden emin. İlk çalışma alanı, Mihail'in doğup büyüdüğü evinin yakınında bulunan Kulanırhua mezarlığıydı.

Vatanın sırları

10 Ekim 1917 yılında, çiftçi Mamet Trapş ailesinde, Kulanırhua köyünde (Abhazya'nın Gudauta bölgesinde bir köy) dünyaya geldi. Gudauta Okulu'nda yedinci sınıfı bitirdi, ardından da Gudauta Ziraat Fakültesi'nden mezun oldu. Ancak genç adam tarıma pek ilgi duymuyordu: Dünyanın sakladığı sırlara, eskilere, antik çağlara, tarihe daha çok ilgi duyuyordu. 1935 yılında Mihail Mamet-ipa, Suhum Devlet Pedagoji Enstitüsü'nün tarih bölümüne girdi. Bölümden başarıyla mezun olan Trapş, Tiflis'teki Cavahişvili Tarih Enstitüsü'nde yüksek lisans okumaya gitti.

Tarih Bilimleri Doktor adayı, arkeolog Arkadiy Copua, “Orada, perspektifi olan, umut vaat eden bir genç adam olduğunu kanıtladı, ancak 1939'da, kabul edildikten hemen sonra askere çağrıldı. Kırım'da Simferopol şehrinde görev yaptı”, diye anlatıyor.

Çok geçmeden ikinci Dünya Savaşı başladı ve Mihail cepheye gitti. Leningrad'ın kurtuluş muharebelerinde yer aldığı biliniyor. Trapş bütün savaşı yaşadı ve anavatanına ancak savaş bittikten sonra döndü.

O dönemleri bir diğer çağdaş arkeolog, tarihi bilimler doktoru Oleg Bgajüba şöyle hatırlatıyor:

“Mihailа Mamet-ipa’yı çocukluk yaşlarımdan itibaren tanıyorum, ama onunla ilgili en canlı anım 1947 yılından. O zamanlar artık terhis olmuştu, ama bir sebepten dolayı askeri üniformalıydı. Yanılmıyorsam, o bir süvari subayı olmuştu”, diye anlatıyor, daha sonralarında tanınmış arkeolog ile yakın çalışmalar yürüten akademisyen.

Savaşta vatani görevini yerine getiren Mihail Trapş, daha sonra ruhunun her zaman arzu ettiği büyük aşkına-işine geri döndü.

Arkadiy Copua, “1948 yılında Trapş, kendi köyü Kulanırhua da arkeolojik kazılara başladı. Burada Geç Tunç ve Erken Demir Çağı döneminden Kolhid ve İskit kültürlerine ait bir mezarlık alanı buldu. Bu mezarlık daha sonra Kulanırhua adını aldı, ayrıntılı araştırmaları Mihail Mamet-ipa'nın 1951'de savunduğu doktor adaylığı tezinin temelini oluşturdu.

Uzmanlara göre bu çalışmayı önemli kılan yanlarının başında, Batı Transkafkasya genelinde Kulanırhua mezarlığının, Geç Tunç ve Erken Demir Çağının bilimsel olarak incelenen ilk anıtı olması gerçeği yatıyor.

Antik Sukhum'u Keşif

Arkeologun derinlemesine çalıştığı bir başka bilimsel konu ise eski Suhum'du. Mihail Trapş, 1951 yılında Abhazya'nın başkentinde, Suhum dağında kazılara başladı. Orada ilk Tunç Çağı'na ait bronz döküm atölyelerini keşfetti. 1956'dan 1960'a kadar Trapş, Krasny Mayak köyünde büyük bir mezarlık alanı ortaya çıkardı. İki yıl boyunca Bagrat Dağı'ndaki ortaçağ surlarını da araştırdı. Büyük ölçekli arkeolojik çalışmaları ve buluntular sonucunda Mihail Trapş, bir zamanlar Roma kenti olan Sevastopolis’in modern Suhum şehrinin bulunduğu bölgede olduğu sonucuna varmıştı.

Mihail Mamet-ipa tarafından yönetilen önemli arkeolojik keşiflerden bir diğeri de, Tsebelda (Tsabal) köyü çevresinde yürütülen Tsebelda kazısıydı. 1960'da başlayan araştırmalar 1967'de sona erdi. Bu yedi yıl içerisinde burada 180'den fazla mezar bulundu.

Bilim adamı, öğretmen ve akıl hocası

Tsebelde'de Trapş yönetiminde birçok yetenekli genç arkeolog çalıştı. Ve Mihail Mamet-ipa'nın kendisi, fizikçi Isaac Newton'un dediği gibi, omuzlarında Abhaz biliminin gelecekteki yıldızlarının durduğu bir “dev” idi.

Arkadiy Copua, “Daha sonra Georgiy Şamba, Mihail Gumba, Yuriy Voronov, Oleg Bgajüba gibi bilimimizin aydınlatıcıları olan arkeologların hepsi onun rehberliğinde arkeolojik keşifler yaptı ve bir anlamda onun öğrencileri, takipçileri oldular. Tsebelde'de, beş ayrı tepede mezarlık alanları keşfedildi ve her tepeyi bir bilim adamına “verdi”, böylece bu bilim adamı çalışmaya ve araştırmaya devam edebildi. Bunu sadece yüksek sınıf bir bilim adamı ve aynı zamanda iyi bir insan yapardı”, diyor emin bir şekilde.

Oleg Bgajüba, Trapş'ın Tsebelde'deki liderliğinde yapılan kazılarda henüz öğrenciydi. Bilim insanı şöyle hatırlıyor: “Mihail Mamet-ipa'nın Abhazya arkeolojisi üzerine yeni başlayanlara çok ilginç bir özel ders vermeye başladığı zamanlarda, son senemdeydim. Ve lisansüstüne kabulüm için bu derslere gitmeye ihtiyacım vardı. Dördüncü yılımdayken, aralarında [Abhazya'nın gelecekteki İlk Devlet Başkanı] Vladislav Grigoriy-ipa Ardzınba’nın da bulunduğu birinci sınıf öğrencilerinin derslerine katıldım. Tsebelda’daki kazılara 1961’de katıldım, bütün bir sezon oradaydım. Voronovların evinde “Yasoçka” da (Voronovların Tsebelde de bulunan evleri) kalıyorduk. Sabah erkenden mezarlıkların kazı alanına gidiyorduk. Mihail Mamet-ipa sakin, sessiz bir insandı, kendisi kazmazdı, fakat oturup çizimler yapardı, fotoğraf çekerdi, bulduğumuz her ilginç şeyi ona götürürdük. Böylelikle birkaç yıl Tsebelde kazılarına gittim. Bu çalışma sayesinde Tsebelde’nin nekropollerinin (antik dünyanın mezar kompleksi) kültürü keşfedildi ve araştırıldı”.

Abhaz arkeolojisi klasiğinin diğer önemli eserleri arasında Novy Afon’un, özellikle de Anakopia kalesinin ve Pitsunda'daki kazıların incelenmesi yer almaktadır. Mihail Mamet-ipa 1955 yılından yaşamının sonuna kadar olan bilimsel faaliyetlerinin yanı sıra, Suhum Devlet Pedagoji Enstitüsü öğrencilerine arkeoloji dersleri verdi. Mihail Trapş, Abhazya sınırlarının çok ötesinde de saygın bir bilim insanıydı. Okul yıllarında ve arkeolojik uygulamaları sırasında, çeşitli keşifler yürütürken, tarih ve arkeolojik bilimin pek çok aydınlayıcısıyla tanıştı ve onlarla hayatı boyunca iletişimde kaldı. Örneğin, Aleksandr Yessen, Evgeniy Krupnov ve Boris Piotrovskiy gibi ünlü bilim insanlarıyla tanıştı ve birlikte çalıştı.

Paha biçilemez miras

Oleg Bgajüba'ya göre Mihail Trapş, "Bin ölçüp bir kez ve kesenlerdendi" çok çalışan ve titiz bir bilim insanıydı. Hiçbir zaman bilimsel sonuçlara varmak için acele etmezdi, bu da bütün tarihlerinin doğru olarak kabul gördüğü gerçeğini ortaya koydu. Ayrıca bu arkeoloji için önemli bir detaydır.

Bgajüba, “Çok çalışırdı, hafta sonları bile. Her zaman ofisinde oturur ve bir şeyler yazardı, çok sigara içerdi. Doktora tezini savunma zamanı da yaklaşıyordu. Mihail Mamet-ipa’nın, savunma tezi için aynı anda iki ciddi çalışma hazırladığımı söyleyebiliriz: biri antik Suhum üzerine, diğeri Tsebelde üzerine. Hangisi ile tezini vereceği hakkında kararsızdı. Ne yazık ki, tezini savunacak zamanı da olmadı - aniden vefat etti”, diye anlatıyor.

Mihail Mamet-ipa Trapş'ın mirası çok büyük ve paha biçilemez. Arkeolog Arkadiy Copua'ya göre, Abhaz arkeolojik bilimi için sağlam bir temel oluşturdu ve hatta sadece Abhaz bilimi de değil.

Copua, “Mihail Mamet-ipa'nın sadece Abhazlar arasında değil, Kafkasyalılar arasında da arkeolojide bir klasik olduğunu söylersek inanın hiç abartmış olmayız. Tarihimizin saygınlığı için çok şey yaptı. Sadece Abhazya'nın değil tüm Kafkasya'nın arkeolojisini inceleyen, bir Kafkas arkeologunun hangi milletten olursa olsun, Mihail Mamet-ipa Trapş'ın çalışmalarını incelenmesi gerekiyor”, diye vurguluyor.

Mihail Trapş kısa bir yaşam sürerek 51 yaşında, 28 şubat 1968 yılında aramızdan ayrıldı.

Özel hayatı ile ilgili çok az şey biliniyor. Trapş iki evlilik yapmıştı. İkinci hanımı Valentina Grigoriy-pha, eşinin kazı çalışmalarına katılan, onun işine saygı duyan ve destek olan bir kadındı.

Oleg Bgajüba, “Mihail Mamet-ipa’nın vefatından sonra, eşinin büyük çabaları ve uğraşları sayesinde çalışmalarının dört cilt halinde basılması mümkün olmuştur. Çeşitli makamlara gitti, çalışmaların basılmasını talep etti ve sadece onun büyük gayreti sayesinde bu gerçekleşti. Tabii ki, o zaman Yura da (arkeolog Yuriy Nikolay-ipa Voronov) yayına yardımcı oldu ama genel olarak bu onun başarısıydı”.

Bilim adamının vefatından sonra, Valentina Grigoriy-pha, kocasının anısına yıllarca bir laboratuar asistanı olarak arkeolojik keşiflere katıldı. Svetlana Hoçalaa (Yuriy Voronov’un eşi ile) ile birlikte seramik tabaklar gibi arkeolojik kalıntıların yıkanması ve temizliği ile uğraşmışlardı.

Oleg Bgajüba, “Savaştan (1992-1993 Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı) sonra, kendisinden haber alamadık, Mihailа Mamet-ipa’nın ilk evliliğinden olan kızının izini kaybettiğimiz gibi onu da kaybettik”, diyor.

Mihail Trapş'ın tüm hayatı bilime özveri ile hizmet etmeye adamıştır, Abhaz arkeolojisinin kurucusu olmuştur. Ülkemizin uzak geçmişiyle ilgili bir fikir edinmeye yardımcı olan bilimsel çalışmalar onun araştırmalarıydı, bu yüzden eserlerinin popülerleşmesi ve yayınlanması bu kadar önemli.

Mihail Mamet-ipa Trapş'ın yüzüncü yılına ithafen, çalışmalarının dört cildinin yeniden basılmasına karar verildiği bilinmektedir. Arkadiy Copua'nın ise - yayına, yabancı dergiler de dahil olmak üzere, Trapş’ın çeşitli dergilerde yayınlanan makalelerini de içeren beşinci bir cildin eklenmesini önerdi.