Abhazya'nın hukukçu ve insan hakları aktivisti olan, önemli toplum ve siyasi figürü Zurab Açba - 23 Şubat 1950'de Suhum’da doğmuştur. Bugün yaşasaydı 70 yaşında olacaktı.

Asta Ardzınba

Ağustos 2000'de Zurab Açba Sohum'da sırtından vurularak öldürüldü. Cinayet haala çözülmedi.

İnsanların ve ulusların haklarının eşitliği uğruna

1950 yılında Abhazya'nın başkentinde doğan Zurab Açba, Suhum’un No_10 lisesinden mezun olduktan sonra Moskova'da yüksek eğitime girdi ve Moskova Devlet Üniversitesi hukuk bölümünden mezun oldu.

Siyasi kariyerine 1980'lerde, Abhaz halkının ulusal kurtuluş hareketinin zirvesinde, Abhazya'nın bağımsızlık mücadelesinin ortasında başladı. Sivil Toplum Örgütü «Aydgılara»nın ( Abhazya Halk Forumu “Aydgılara” – ‘Birlik’ 3 Aralık 1988 yılında Suhum’da gerçekleşti ve Abhazya vatandaşlarından oluşan, ülkenin bağımsızlığını destekleyen gurupları birleştiren bir harekete dönüştü) liderlerinden birisi idi.

1989 yılında Açba, Abhazya Halk Forumu’nun başkan yardımcısı oldu. 1991-1996 yıllarında Abhazya Parlamentosu milletvekili idi. Daha sonra Abhazya devletinin temelini oluşturan, ülke için önemli belgelerin kabulünün gerçekleştirildiği, “altın” olarak adlandırılan Parlamentonun ilk toplantısında yer aldı. 1992-1993 yılları Abhazya Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında Zurab Açba, Cumhuriyet'in temsilcilerinden birisiydi. Rusya şehirlerine giderek, politikacılarla, gazetecilerle toplantılar yaptı, insanlara neler olduğu hakkında güvenilir bilgi aktarmaya ve Abhazya'ya uygulanan bilgi ablukasını kırmaya çalıştı.

Savaştan sonra Zurab Açba, Moskova'ya taşındı ve birkaç yıl boyunca hukuki danışmanlık başkanı olarak çalıştı. 1999 yılında memleketine döndü. Hayatının son yılında Açba BM ve AGİT İnsan Hakları Ofisi'nde avukat olarak çalıştı ve Abhazya vatandaşlarına hukuki yardım sağladı.

Eğitimli ve Adil

Dostları ve benzer düşünen insanlar, Zurab Açba'yı adil ve kararlı bir insan olarak niteliyorlar. Toplum emekçisi Natela Akaba, Açba'yı “seçkin bir kişi, halkının sadık evladı, parlak, karizmatik bir siyasetçi” olarak nitelendirmiştir.

Akaba, “Zurab ile ulusal kurtuluş “Aydgılara” hareketinin faaliyetlerine katıldığımızda, 1989 yılında arkadaş oldum. Daha sonra o dönem Abhazya Halk Forumu'nun başkanı olan Sergey Şamba'nın yardımcısı seçildi. Zurab'ın inanılmaz bir hitabesi vardı. Savaş öncesi dönemde Gürcü bir dinleyici kitlesine Abhaz halkının bağımsızlık ve kalkınma hakkını savunduğunda, Gürcüler bile onu alkışlamıştı. Ayrıca Zurab, Gürcistan-Abhazya savaşındaki zaferimize büyük katkı sağlayan bir örgüt olan Kafkasya Halkları Konfederasyonu'nun başlatıcılarından biriydi”, diye anlatıyor.

Natela Akaba, Zurab Açba’nın kendini, bir vekil, eğitimli bir hukukçu olarak ortaya koyduğunu, yasaların geliştirilmesinde yer aldığını, ilk Abhaz Parlamentosu milletvekilleri arasında dürüstlüğü, hitabet ve bakış açısını savunma yeteneği nedeniyle göze çarptığını belirtiyor.

Akaba, “O zamanlar İnsan Hakları ve Etnik Gruplar Arası İlişkiler Yüksek Kurulu Komisyonu Başkan Vekili olarak (Komisyon Başkanı ise yüksek otoriteye sahip olan Abhaz siyasetçisi Yuri Nikolay-ipa Voronov'du) görev yapıyordum. Savaş öncesi zorlu dönemde, hakları ihlal edilen birçok insan sıklıkla bize ulaşıyordu. Zurab doğası gereği çok adil bir kişi ve yetkin bir avukat olduğu için, mağdurların haklarının korunması konusunda ona danışmıştım ve o da geri çevirmeden onlara yasal destek sağlamıştı”, diye anlatıyor hatıralarını.

Zurab Açba ve Abhazya Anayasası

Toplum emekçisi, Zurab Açba'nın Abhazya Anayasası'nın hazırlanmasındaki özel rolüne dikkat çekti.

Bildiğiniz gibi, savaş öncesi dönemde Abhazya parlamenter cumhuriyet şeklinde yönetiliyordu ve ülkenin başında Yüksek Konsey Başkanı Vladislav Grigoriy-ipa Ardzınba vardı. Savaş bittikten sonra Zurab Açba, meslektaşlarını, milletvekillerini, cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesine ihtiyaç olduğu konusunda ikna etmeye başladı.

Gürcistan’ın, Abhazya'yı geri almak için intikam planlarını terk etmediği ve Rusya’nın Abhazya'nın bağımsızlığını tanımayı kabul etmediği dönemlerde, Zurab Konstantin-ipa, cumhurbaşkanının, olağanüstü hal durumlarında kendi başına karar verebilmesinin elzem olduğunu düşünüyordu, diye anlatıyor Akaba.

Bağımsız Abhazya’nın yeni Anayasası, 1994 yılında geliştirilmiş ve kabul edilmiştir. Akaba, bu tarihsel bağlamda, cumhurbaşkanını en geniş güçlerle yetkilendirme kararının mantıklı ve zamanında olduğunu vurguluyor. Ancak daha sonra Zurab Açba’nın kendisinin, özellikle vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin uygulanmasını sağlayacak etkili mekanizmaların bulunmaması nedeniyle, kabul edilen Anayasa'yı sert bir şekilde eleştirmeye başladığını belirtiyor.

Zurab Konstantin-ipa şöyle diyordu: “Anayasamızın dezavantajı, hükümetin yasama ve yürütme organlarının ayrılmasında demokratik bir dengenin sağlanamamasıdır. Parlamentonun yetkileri o kadar daraltılmış ve yasama faaliyetine indirgenmiştir ki, Parlamentodan, kamusal bir siyasal organ olarak bahsetmek ancak hayal gücünün bir uzantısı olur. Öte yandan, cumhurbaşkanlığı yetkileri şişirilmiş, parlamento ve yargı denetiminden özerk durumdadır. Abhazya'daki yürütme organı, kamusal yaşamın neredeyse tüm alanlarını: politik, ekonomik, kısmen personel politikası, yargı ve yerel yönetimleri yetkisi altında tutmaktadır”.

Natela Akaba, “Bu sebeple Zurab Anayasa’da değişiklilikler yapılması gerektiğini düşünüyordu”, diye ekliyor.

Anavatana vasiyeti

Yetenekli bir konuşmacı ve polemikçi olan Zurab Açba, hayatının son yılında yayıncılıkta da çok yetenekli olduğunu da kanıtlamıştı. Ve bugün, ölümünden 20 yıl sonra makaleleri ve konuşmaları aktarılmaya devam ediyor.

İşte Açba’nın “Nujnaya Gazeta” adlı gazetenin 1999'daki yayınlarından bazı alıntılar. Tam metinleri Rusça olarak Abhaz İnternet Kütüphanesi'nin web sitesinde bulabilirsiniz.

Açba, “dünyada aptalların ve psikozların karşı konulmaz bir şekilde çekildiği yerler var. Bunlar siyasi partiler ve kamu kuruluşları, mitingler ve gösteriler, halka açık gösteriler ve... Parlamento”, diyerek milletvekilleri hakkında açıkça fikirlerini dile getirmiş ve ironik bir şekilde yeteneksiz insanlara kendini de eklemişti.

Açba, hükümetin açıklığı ve şeffaflığını savunuyordu.

“Toplumun bürokratik yöneticileri doğaları gereği genetik olarak propagandaya yabancıdır. Ne siyah, ne de beyaz, fare gibi gri ve Yahudilerin mayasız ekmeği gibi ezik olan sözlü ve yazılı basınımız - bürokratik sterilizasyon ve korunmaların sonucudur”.

Yeni bir Abhaz devletinin kurulması sürecinin liderlerinden biri olan Açba, anayasada reformlarının yapılmasını gerekli görüyordu.

Açba, “Gerçek hayatımız ve anayasamız tamamen farklı boyutlardalar”, diyordu.

Yürütme organının güçlü bir baskısının olduğundan bahsediyor, ancak 1994 yılında Anayasanın bu şekilde kabul edilmesinin gerekli olduğunu da kabul ediyordu.

İşte Açba’ya ait başka sözler: “Büyümesinin ve oluşumunun her şekilde engellenmeye çalışılmasına rağmen, devletimiz ve Anayasası, Abhazya halkının, kalıcı değerlerinin ve refah koşullarının en büyük başarısıdır. Ve onu temsil eden yönetici ve yetkililer, en büyük saygı ve hürmeti hak etmektedir. Tabi ki, yetkili makamın yetkilerini kanunla belirlenen ölçüde kullanması şartıyla! Hükümetin seyrini mi yoksa bireysel eylemlerini mi onayladığımız hiç önemli değildir. Demokratik bir toplumda uygar ilişkilerin kuralı budur”.

Bir politikacı ve hukukçu olan Açba, Abhazya'da bir ombudsmanlık kurumunun kurulmasını savundu, sıradan vatandaşların hakları konusunda endişe etti, sivil toplumun gelişmesini savundu, sağlıklı bir siyasi sistemin varlığı için, olmazsa olmaz muhalefetin varlığını savundu.

Zurab Açba, “Toplumumuz, emekli memurların fare çöplüğü ile karıştırdıkları için muhalefete şüphe ile yaklaşıyor. Bürokratik, ya da benim deyimimle “kısır” muhalefet, hayatta kalma sorunları ile meşgul. “Beşinci noktaları” yetkili bir koltuğa yerleştirildiğinde, muhalefetlerinin yerini anında sadakat alıyor”, diye vurguluyor, gerçek muhalefeti, muhalefet yanılsamalarından ayırmayı öğretir bir şekilde.

Dipnot

15 Ağustos 2000 tarihinde gerçekleşen Zurab Açba cinayetinden sorumlu olanlar henüz yakalanmadı ve adalet önünde hesap vermediler. Hukukçunun arkadaşları ve akrabaları, cinayeti politik faaliyetleriyle ilişkilendiriyorlar. Bunun gerekçesi olarak da çok doğrudan ve açık olduğunu, cezai gerçekleri bile ifşa etmekten korkmadığını gösteriyorlar.

Suhum'da uzun yıllardır Zurab Açba’nın adını taşıyan, Siyaset bilimci Dalila Açba tarafından kurulan “Şiddetsiz Bir Dünya” eğitim merkezi faaliyet göstermekte. “Genç Hukukçular Derneği” de merkez tarafından örgütlenmiştir. 2013 yılından bu yana, merkez düzenli olarak, “Açba Okumaları” adlı bilimsel konferanslar düzenliyor.