Abhazya’nın tanınan sanatçısı Sofa Agumaa ‘nın hayatı hep dolu doluydu: dolup taşan salonlar, alkış sesleri, tiyatrodan ayrılışı ve öğrencilerinin zaferleri.

Arifa Kapba

Abhazya’nın tanınmış artisti Sofa Agumaa 20 Aralık 1939 yılında Gudauta bölgesi Durıpş köyünde, Hintrug Agumaa’nın ailesinde doğmuştur. Çocukluk ve gençlik yıllarında en çok zaman ayırdığı, önem verdiği şeyler; halk müziği, dansları, enstrümanlarıydı. Sofa’nın babası mükemmel bir “апхьарца” - apheartsa (ulusal Abhaz çalgısı) üstadıydı. Sofa’nın kendisi de dahil olmak üzere, daha sonra besteci olan erkek kardeşleri Viktor ve Ruslan, kız kardeşleri Lyuba, Valentina, Şura ve Nutsa, kısacası ailedeki herkes şarkı söyleme yeteneğine sahipti. Sofa Agumaa halk müziğine ve şarkılarına olan saygı ve sevgisini hayatı boyunca taşıdı. Müziğe olan sevgisi ve yeteneği aktrisin sahne hayatı ve hayat verdiği rollerin bir parçası oldu.

Sofa henüz okul çağındayken aktris olmaya karar vermişti. On yedi yaşındayken, Tiflis'teki Şota Rustaveli Tiyatro Enstitüsü'ne girdi ve olağanüstü bir aktör olan SSCB Halk Sanatçısı Akaki Horav ve Profesör Akaki Pagav'ın olduğu sınıfta okudu.

«Aksakallar (pirler) arasında»

Abhaz tiyatrosun bünyesine Sofa Agumaa 1960 yılında kabul edildi.

Sofa Hintrug-pha, “sınavlarımı önden vererek ülkeme geldim, bu arada acilen tiyatroya çağırıldım, Batum'da gerçekleşecek turnede bir oyuncunun yerini almam gerekiyordu, bana bu görevi vermişlerdi. Neredeyse eve gitmeye bile vaktim olmadan turneye çıkmam gerekiyordu”, diye hatırlıyor.

İlk rolü - Euripides'in "Medea" oyunundaki baş korodaki rolüydü. Genç oyuncu, sahnenin yıldızları diye adlandırılan; Minadora Zuhba, Aziz Agrba, Şüarah Paçalia, İvan Kuakuaskir, Leo Kaslandziya, Anna Argun-Konoşok gibi ilk Abhaz oyuncularının arasına düşüvermişti.

Genç Sofa, başlarda onların varlığında konuşmaktan bile çekinir. Agumaa bunu şu sözleriyle aktarıyor, “Bu aksakalların (pirlerin) arasında ağzınızı açıp tek kelime etmek bile o kadar basit bir şey değildi, Kolya Çikovani, Huta Acapua, gibi genç aktörlerde vardı kadroda ama onlardan da çekiniyordum”.

İlk başladığında aralarına düştüğü aktörler dönemini, ilk Abhaz aktörlerin zamanını anlatan Agumaa’nın gözlerinde hala o hayranlığı fark etmemek mümkün değil. Öyle ki, onlardan bahsederken çoğunlukla seçtiği terim “dahiler” oluyor. Sofa, “Bizi nasıl karşıladıklarını asla unutamam, nasıl sıcak, sevgi dolu ve büyük bir ziyafetle. Güzeller güzeli Anna Bida-pha Argun kendi elleriyle bize servis yapmıştı. Onların yanında bizim değerimiz neydi ki? Fakat bize hiçbir zaman bunu hissettirmediler. Çok dost canlısı bir tiyatroydu ve sahnede herkes gerçekten yüksek sınıf birer meslektaştı. Bir gün bile tiyatroya gitmesem sıkıldığımı ve özlediğimi çok iyi hatırlıyorum. Pazartesileri tatil günümüzdü. Ama yinede herkes tiyatronun orda toplanır, bahçedeki bankta oturup sohbetler eder, gülüşür, eğlenir öyle dağılırdı. Bugün böyle şeyleri göremediğim için içim çok acıyor”, diye anlatıyor.

«Çok konuşan» yönetmenlere karşı antipatisi

“Hala kendimi emin hissetmiyorum. Emin olmak, kiminle çalıştığınıza bağlıdır ”, diyor uzun sanat hayatı boyunca çeşitli yönetmenlerle çalışmak zorunda kalan Agumaa. Sofa sanat hayatı boyunca, Aziz Agrba, Şüarah Paçalia, Nelly Eşba, Dmitry Kuartaa, Zurik Akayüba ve bazı yabancı yönetmenler de dâhil olmak üzere birçok farklı yönetmenle çalışmış.

Agumaa, “Her zaman aynı yönetmenle çalıştığınız zaman,“ çakılıyorsunuz ”, ve başka bir eli tutamıyorsunuz, bu yüzden çeşitli yönetmenlerle çalışma imkanım olduğu için şanslıydım” diyor.

Aktris ayrıca, hiçbir zaman “çok konuşan” yönetmenleri sevemediği gerçeğini de şu sözlerle açıklıyor, “ Bazı yönetmenler çok konuşmayı seviyorlar, bildikleri her şeyi göstermeyi, herhangi bir rolü ne kadar iyi anlatabildiklerini ispatlamayı. Ben bu durumu hiç sevmiyorum. Bu durumu şunla kıyaslıyorum – bir doktora gidiyorsunuz, nerenizin ağrıdığını uzun-uzun soruyor, bazı şeyleri tekrar soruyor, bense neyiniz olduğunu hemen anlayıp reçete yazan doktorları severim.

Aynı şekilde hemen ‘reçeteyi’ veren yönetmenleri seviyorum. Bu tarz yönetmenler arasında Neli Eşba ve Mitya Kuartaa (yönetmen Dmitriy Kuartaa) vardı.

Aktris kendi sınıflandırmasında "çok konuşanlar" kategorisine ise Mihail Marholia’yı sayıyor, “Onunla çalışmak zordu, bir öyle bir böyle der, hiçbir zaman emin başlamazdı, ama onun yapımlarının hiçbir zaman yanıltmayacağını bildiğim için gene de onunla çalışırdım. O çok yetenekliydi, yapımları her zaman başarılı olurdu. Bu sebeple ona katlanırdım, o da bana”.

Roller –«sahnede doğan bebekler»

Röportajlarından birinde Sofa Agumaa sahnede oynadığı rollerini, sahnede doğan bebeklere benzetiyordu. Ve kendi sözleriyle, çok başarılı olsunlar olmasınlar, bir anne gibi her bir rolünü eşit derecede çok seviyordu. Aktrisin bu gibi “sahne bebeklerinin” sayısı yaklaşık yetmiş civarında.

En sevilen komedi rollerinden biri olarak Sofa, Şota Çkadua’nıın “Abhazlar, biz Abhazlar” adlı oyununu niteliyor. Oyun 40 yıl önce “Oyuncak bebek” ismiyle sergilenmişti. Son birkaç yıldır bu oyun Sofa Agumaa’nın yönetmenliğinde, Abhaz Dram Gençler Tiyatrosu tarafından sergilenmekte.

Agumaa, “Bu oyun onlarca yıldır sahnelenmekte olmasına rağmen hala daha seyircinin çok sevdiği bir oyun olma özelliğin sürdürüyor, sürekli ne zaman tekrar sahneleneceğini soruyorlar bize. Her defasında bu oyuna yeni, parlak dokunuşlar eklemeyi, onu güncellemeyi inanılmaz bir şekilde bşarıyoruz. Sonuçta, bir tiyatroda genellikle seyirci: “parmak ucunda takip eder”, oyunu iyice inceler ve yeni bir şey eklediğinizde, hemen anlar ve tepki verir”, diyor.

Aktris bir diğer başarılı komedi rolü olarak Bagrat Şinkuba’nın “Orda her şey kafasına göre” adlı eserinden uyarlanan oyundaki, köydeki tüm olayların kışkırtıcısı vazgeçilmez bir parçası olan dedikoducu Tara Tarazia rolünü görüyor.

Sofa Agumaa’nın hayatını konu alan kitabında sanat eleştirmeni Aleksey Argun oyun, “Mütevazi köylü kadının komik seremonik jestleri – gerek dudaklarını parmaklarıyla ıslatması, gerek uzun zamandır beklediği aşk ilanını sinsi ve yalın bakışlarla dinleyişi, gerekse kokoş haliyle elindeki şemsiyeyi tutuşu ile karakterinin sahneye çıkmasıyla sadece sahnede değil aynı zamanda salonda da bir eğlence patlaması yaşanıyordu”, diye bahsediyor.

Unutulmaz komedi rollerinin yanı sıra Sofa Agumaa gerçekten parlak trajik rollerde de oynamıştır. Bunlardan en öne çıkanı Sophokles’in “Elektra” adlı eserinin aynı adlı karakteridir. Abhaz tiyatrosunun "Elektra" oyunu hakkındaki eleştiri yazıları Moskova gazetelerin de bile yayınlanmıştı.

Hatta ünlü Moskova tiyatro eleştirmeni Gulçenko Aralık 1979'da şöyle yazmıştı: “Sadelik ve yücelik - Elektra'nın olağanüstü yetenekli karakterinin bu iki yüzü, Sofa Agumaa'nın performansında yer alıyor... Onun her hareketinin ve bakışının arkasında hem acı hem de dayanıklılık duygusu hissediliyor. Kelimeleri yumuşak bir şekilde söylüyor, onları aşina oldukları aldatıcı sesten mahrum ederek, pürüzlü bir tonlama ile sunuyor. Oyunun genel resminde Agumaa’nın kahramanı, yalnız gururlu bir kuş gibi.

Kahramanın kaderi, sevgili babasının harap olan hayatının intikamını almak üzere yazılmış. Oyun turnelere de çıkmış. Sofa Agumaa'nın Orestes’i tanıma sahnesi, yüksek trajik bir sıcaklıkta, sadece aktrise has riskli ve büyük iç güç geçişlerine hakim”.

Sofa Agumaa röportajlarından birinde en büyük şansının olabildiğince fazla rolde oynamak olduğunu itiraf ediyor ve “içten ve önemini ifade edebileceğiniz rolleri oynayın”, diyor.

1989 yılında, Sofa Agumaa Abhaz tiyatrosunun sahnesinden ayrılmak zorunda kalıyor. Tiyatrodan ayrılmak zorunda kaldığı dönemde tam 29 yıldır bu sahnede emek veriyordur. Kendi tiyatrosunun sahnelerinden uzun bir süre boyunca uzak kalmasını aktris kişisel trajedisi olarak niteliyor ve o dönemi hatırlarken bile aynı üzüntüleri yaşıyor.

Agumaa, “Bu sadece benim üzüntüm değildi. Benimle beraber tiyatronun önde gelen birçok oyuncusu tiyatroyu bıraktı. Bu isimler arasında; Amiran Taniya ve Aleksey Ermalov’da vardı”, diye anlatıyor.

Aktrisin ayrılmasıyla beraber, tiyatro, Agumaa’nın başrolünü oynadığı birkaç oyun birden repertuarından çıkarmak zorunda kalıyor.

Yeni roller

Abhazya’nın baş tiyatro sahnesinden ayrılan Sofa Agumaa eli kolu bağlı oturamazdı. Yeteneği ve enerjisi eylem için kendisine yeni kaynak bulmuştu. Aktris, Fazıl İskander’in eserlerini Abhazcaya çeviriyor ve onları tek bir oyuncuya uyarlıyordu. Böylece 1989 yılında Agumaa, Fazil İskender'in çalışmalarından uyarladığı tek kişilik gösterisi “Harlampy ve Despina” ile Moskova ve Kabardey-Balkar'da dahil olmak üzere bir çok başarılı turne gerçekleştiriyor.

Sofa Agumaa'nın yaratıcı fikirleri televizyonda da somutlaşmıştı. Yapım yönetmeni, senarist ve oyuncu olarak katıldığı - “Adam, kadın ve arkadaşları”, “Şimdi onu ne yapalım?”, “Tatçka ve Kişvuard”, “Canım B” gibi kısa televizyon filmleri çekilir.

Seyircinin çok hoşuna giden bu çalışmalar Abhazya Devlet Televizyonunda yayınlanır. Aktris büyük filmlerde de rol almıştır. Rol aldığı filmlerden en öne çıkanları; "Mutlu keşiflerin zamanı", “Beyaz Ahtarpa”, “Kutsal demirhanenin çanı” ve “Napıhearaci” bulunmakta.

Açılmasına eşi, büyük yardımsever Viktor Ceniya’nın (Abaza) yardım ettiği özel tiyatrosu “Zaman” da tiyatro geceleri düzenlenir, oyunlar sahnelenirdi. Özellikle “Hem gülelim hem ağlayalım geceleri” büyük bir popülarite yakalamıştı. Oyunlarda Sofa Hintrug-pha’nın kendisinin yanı sıra, onunla birlikte dram tiyatrosundan ayrılan arkadaşları ve öğrencileri-genç tiyatrocular sahne alıyordu.

Büyük bir başarı daha – Abhazya Devlet Üniversitesi bünyesinde tiyatro fakültesinin açılması. Bu bölümü açmasını Sofa’ya yakın dostu, sanat bilimleri doktoru, Profesör Aleksey Argun tavsiye etmişti. Bu fikre üniversite rektörü Aleko Guaramia’nın da destek vermesi ile devletten onay çıkar ve bölüm açılır. Halkın söylemi ile “Sofa Agumaa fakültesi” ilk öğrencilerini 1998 yılında kabul etmiştir.

2014 yılında ise Sofa Agumaa, mezun verdiği öğrencileri ve meslektaşları Abhaz Gençlik Devlet Tiyatrosu’nu kurdular.

Agumaa, “Gençlik Tiyatrosu’nun artık kendine ait bir kitlesi var bizi seviyorlar ve bilinçli olarak bizi tercih ediyorlar. Bazen çokta konforlu olduğunu söyleyemeyeceğim durumlar oluşsa da çalışmalarımızı sürdürüyoruz”, diye vurguluyor.

Gençlik Tiyatrosu bugün oyunlarını, Samson Çanba’nın ismini taşıyan Abhaz dram Tiyatrosunda sahnelemekte. Sofa Agumaa çok sevdiği tiyatrosuna bu sefer yalnız değil, yanında öğrencileri ile birlikte dönmüştür.

Gençlik Tiyatrosu aktörleri, onların ilham kaynağı ve öğretmeni olan Sofa’ya tapıyorlar. Sofa onlar için – bir ilham perisi ve takip edilebilecek bir örnek, değerli bir dost ve akıl hocası. Gençlerin her biri Abhaz tiyatrosunun “yaşayan efsanesi” olarak adlandırılabilecek büyük bir oyuncu ile birlikte olmalarını kaderin büyük bir armağanı olduğunu düşünmekte.