Abazaca, Kuzey Kafkas dil ailesinin Abhaz-Adıge dil grubuna dahildir ve dilbilimsel olarak Abhazcaya en yakın dildir. Rusya’da yaklaşık kırk bine yakın insanın anadili olduğu gibi, Abaza ulusunun yoğun yaşadıkları diğer bölgelerden de on-yirmi bin insanın anadilidir.

Asta Ardzınba

Abazaca, Kuzey Kafkas dil ailesinin Abhaz-Adıge dil grubuna dahildir. Abazaca – Adıgece, Kabardey-Çerkesçe, Ubıhça (günümüzde ölmüş diler arasında yer almakta) ve Abhazca ile akraba sayılmaktadır. Abazaca iki diyalekte sahiptir: literatür dilin temelini oluşturan tapantskiy (Abz. aşua) ve aşharskiy (Abz. şkaravua). İki diyalektte bugün hala kullanılmaktadır. Örneğin Karaçay Çerkess’in on üç Abaza köyünden üçü şkaravua diyalekti ile konuşurken, diğer on köy aşua diyalekti ile konuşmaktadır.

Dil – tarihin ipucu gibidir

Şkaravua diyalekti, kuvin ve apsuyskiy lehçelerini içinde barındırırken, aşua diyalekti – kubino-elburganskiy ve krasnovostoçnıy lehçelerini içermektedir. Lehçeler fonetik ve kelime bakımından farklılık göstermektedir. Bununla birlikte, farklı lehçelerde konuşan Abazaların birbirlerini anlayamama gibi bir problemi bulunmamaktadır.

Birçok araştırmacıya göre, Abazaca ve Abhazca dilleri bir dilin lehçeleri olarak kabul edilebilecek kadar benzemekteler. Aynı zamanda, Abazacanın şkaravua lehçesi Abhazlara en yakın olanıdır. Bunun nedeni, şkaravualar’ın atalarının , Abhazya'dan Kuzey Kafkasya'ya, tapantaa’dan ya da kendi deyişleri ile“Aşualar’dan” daha sonra göç etmeleridir. Sonuç olarak, şkaravua lehçesi Abhaz dili ile olan benzerliğini daha iyi korumuştur. Bilim adamları, Abazacanın VIII – XII. yüzyıllarda Abhaz ve Abazaların ortak kullandıkları bir dilden çıktığını öne sürüyorlar. Aynı dönem, Abaza ulusunun atalarının Kuzey Kafkasya'ya sürgününün ana dalgalarının gerçekleştiği dönem olarak belirtilmektedir.

Divit ile yazılan

Abaza dilinde yazı ancak 1932 yılında ortaya çıkmıştır. Sovyet Birliği Merkez Komitesi'nin, Sovyet Bilim Merkezi SSCB halklarının dilleri için alfabe geliştirme departmanına verdiği yeni alfabe talimatı ile Latin temelinde ilk Abaza alfabesi geliştirilmiştir. 1938'de ise Kiril alfabesine geçilmiştir ve bugün hala kullanılmaktadır. Bu dönemden itibaren tapantaa lehçesinin Kubina-Elburgan lehçesine dayanan edebi bir dil oluşumu başlamıştır.

Abaza akademisyen Pötr Çkala, bilimsel yazılarında alfabenin yaratılmasının önemine şöyle dikkat çekmektedir: “Gazete ve dergilerin yayınlanması, ulusal gazetecilik, yayıncılık ve televizyonun gelişimini teşvik eden her şey alfabenin yaratılışı ile bağlantılıdır. Yazının edinilmesi, kendi anadilinizde öyküler, romanlar ve hikayeler yaratmanıza izin verir; Dramatik türlerin ortaya çıkması, ulusal tiyatronun doğuşuna katkıda bulunur ve şiirin gelişimi, ulusal pop şarkısının gelişmesine yol açar. Onu konuşanlar tarafından ana dilin bilimsel olarak öğrenilmeye başlaması da bu olayla bağlantılıdır».

İlginçtir ki, Abaza alfabesinde kaç tane harf olduğu sorusu hala net bir cevap bulamamıştır. Gazeteci ve filolog Bilal Hasarokov da makalelerinde buna yer vermiştir. Hasarokov çeşitli okul ders kitaplarında, sözlüklerde ve alfabe kitaplarında, alfabenin harf sayısının farklılık gösterdiğini belirtmiştir. Örneğin, 1967 yılında basılan Abazaca-Rusça sözlükte, alfabenin 71 harf içerdiği bildirilmiştir; Abaza Dilinin Ortografik Sözlüğü” içeriğinde ise - 67 harf içerdiği yayınlanmıştır, 1991 yılında yayınlanan Rusça-Abazaca günlük konuşma sözlüğünde alfabenin - 68 harften oluştuğu belirtilmektedir. Bu durum, uzmanların alfabeye bağımsız karakterleri- «I» ve «ь», ayrıca «ё», «ю», «я» harflerini ekleyip eklememeleri konusundaki farklı görüşlerinden kaynaklanmaktadır. Abazacanın karmaşık bir ünsüzler sistemi bulunmaktadır - bunların 60'dan fazla olduğu belirtilmektedir. Ve yalnızca iki temel sesli harf bulunmaktadır – «а» ve «ы».

Abaza alfabesinin yaratıcısının tutuklanması

İlk Abaza alfabesinin geliştiricisi Abaza ve Çerkes yazar ve şair Tolıstan Tobıli'du. XX.yüzyılda1920'lerin başlarında, Elburgan'ın Abaza köyünde ilkokul öğretmeni olarak görev alır. Arap alfabesi temelinde Çerkes alfabesini oluşturmak için bağımsız girişimlerde bulunur. İlk Çerkes alfabe ve ders kitaplarını basanda kendisidir.

Tobıli 1926'da, "Calduz" isimli hikayesini yayınlamıştır. Bundan üç yıl sonra ise, Çerkes dilinde oyun, şarkı ve şiir içeren "Zuli" adlı derlemeyi yayınlamıştır. 1930'larda, Abaza alfabesinin okullarda geliştirilip uygulanmasından sonra, Tobıli'un bazılarını kendi başına, bazılarını da diğer yazarlarla işbirliği içinde olmak üzere bir çok alfabe kitabı, Abazin dilbilgisi ders kitapları ve antoloji kitapları yayınlamıştır. 1937'de Abaza alfabesinin yaratıcısı, Abaza dilini kabalaştırmak suçuyla tutuklanır. İki yılını Çerkes hapishanesinde geçirdikten sonra delil yetersizliğinden serbest bırakılır.

Abazaşta'nın ilham kaynağı

Abaza edebiyatının yükselişi, günümüzde çalışmaları okullarda ve üniversitelerde "Abaza edebiyatı", "Karaçay-Çerkes halkının edebiyatı" ve "Kuzey Kafkasya halklarının edebiyatı" branşları ile okutulan, Abaza Edebiyatının Patriği sayılan Hamid Jirov tarafından ulusal edebiyata kazandırılan ve daha sonra Abaza yazılı edebiyatının klasik yazarları haline gelen genç yeteneklerin yaratıcı olgunluğa ulaşması ile geçtiğimiz yüzyılın 60'larında gerçekleşmiştir. Jirov’un edebiyata kazandırdığı yazarlar arasında; Pasarbi Tsekov, Kali Cegutanov, Şahambi Fizikov, Bemurza Thaytsuhov, Cemuladin Laguçev, Mikael Çikatuev bulunmaktadır.

En önemli ve ünlü eserler arasında Bemurza Thaytsuhov’un “Bir Avuç Dünya ” ve Kali Cegutanov’un “Altın Haç” ve “Laba” tarihi romanları yer almaktadır. Bu dönemin en parlak şairi, Moskova Edebiyat Enstitüsü'n den ilk mezun olan Abaza- Mikael Çikatuev'dir. İlginçtir ki, Abazaların yaşadıkları yer ve vatanları için “Abazaşta” kelimesini literatüre sokan ilk isim Çikatuev olmuştur.

Abaza şiirinin zirvesi ise, 1970'lerde ve 1980'lerde yıldızı edebi ufukta parlayan Kerim Mhtse'nin eseleridir.

Akademisyen, filolog Pötr Çkala, Mhtse ile ilgili şöyle yazmaktadır, “Yayınladığı her bir şiir, bir kural olarak, derin şiirsel düşünce ile doldurulmuş, dil materyalleri ile özel olarak renklendirilmiştir. Şiirleri büyük bir çekim gücüne sahipler, okuyucuyu kendi ruh hallerinin esaretinde almaktalar”.

Dil nasıl korunur

2010 yılının Rusya geneli nüfus sayımına göre, Rusya'da yaklaşık 43 bin Abaza yaşamakta. Bunların 37 bin'i Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde ikamet ediyor. Yine çeşitli kaynaklara göre, başta Türkiye'de olmak üzere, diasporanın bulunduğu ülkelerde on ila yirmi bin Abaza yaşıyor. Günümüzde bu insanların kaçının anadilini konuşabildiğine dair kesin bir veri bulunmamaktadır. Abaza kamu kuruluşlarının temsilcilerinin yaptığı açıklamalara göre, Abaza dili, yüksek şehirleşme ve asimilasyon etkenleri nedeniyle yok olma tehlikesi altındaki diller arasında bulunmakta. Abazalar bu sorun ile tek başlarına mücadele etmeye çalışıyorlar: öğretim yöntemleri geliştiriyor, ders kitaplarını yeniden düzenliyor, çizgi filmleri Abazacaya çeviriyor, Çerkessk'te herkes için dil kursları düzenliyor ve vatandaşları aktif olarak ana dillerini konuşmaları için teşvik ediyorlar.

Ülkenin sekiz büyük Abaza kamu kuruluşunu bünyesinde toplayan “Apsadgil” derneği bu yönde büyük çalışmalar yürütüyor. Ayrıca, Uluslararası Abhaz- Abaza Ulusunun Kalkınması “Alaşara” derneğinin Çerkessk'te bulunan ofisinde de 2013 yılından beri, dil kursları düzenlenmektedir.

Bugün, Karaçay Çerkessk de “Abazaşta” gazetesi Abazaca basılmakta, televizyon ve radyo kanalları Abazaca yayın yapmakta. Ayrıca Devlet Ulusal Abaza Tiyatrosu da Abazaca oyunlar sergilemekte.

Duyarsız kalmayan herkes ve akademisyenler, bütün bu girişimler ve aktiviteler sayesinde, Abazaların anadillerini koruyup gelecek nesillere aktarabileceğini umuyorlar.